Neden birkaç saat uyumayı denemiyoruz... | Open Subtitles | لماذا لا نحاول ونحصل على ساعات قليلة من النوم. |
Sadece birkaç saat sonra, alkışlamak için iki eliniz olacak. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة من الوقت سوف تستحسن هذا |
Ama ilginizi çekeceğini düşündüğüm şey ölmeden önceki birkaç saat içinde seks yapmış olması. | Open Subtitles | ولكن ما ظننتُ أنّكِ قد تجدينه مثير للإهتمام حقاً هو حقيقة أنّها أقامت علاقة حميميّة قبل ساعات قليلة من وفاتها |
Kardeşiniz gittikten bir kaç saat sonra odasındaki yatağın altında bir anahtar buldum. | Open Subtitles | بعد ساعات قليلة من مغادرة أختكِ وجدت مفتاح في حجرتها ، تحت السرير |
Kız, sadece öldükten bir kaç saat sonra gübrelerin içine gömülmüş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّها دفنت في السماد بعد ساعات قليلة من وفاتها |
Fotoğraf çekildikten birkaç saat sonra büyük bir deprem olmuş. | Open Subtitles | بعد ساعات قليلة من هذا الصورة، حدث زلزال قوي. |
Albertosaurus binada ve hayatımı mahvetmenin birkaç saat öncesinde. | Open Subtitles | البراسورس في المبنى، قبل ساعات قليلة من تدمير حياتي |
Sırf öğrenci dosyalarıyla değil, birkaç saat parazit dinlemekle insan çok ilginç şeyler öğrenebiliyor. | Open Subtitles | من العجيب كيف يمكنكِ التعلم في ساعات قليلة من السكون ولا شيء غير ملفات الطلاب |
Kimsenin ilgileneceğine dair en ufak bir fikrim yoktu ama çağrıyı yolladığım birkaç saat içinde, insanlar iletişim kurmaya başladı. | TED | لم يكن لدي أي فكرة ما إذا سيكون هناك شخص يهتم بذلك، ولكن في غضون ساعات قليلة من نشر هذا الطلب على الانترنت، بدأ الناس بالتواصل معي. |
Matmazel Dean'in arabasının frenleri, ...neden Mösyö John Harrison onları kontrol ettikten birkaç saat sonra bozuldu? | Open Subtitles | فرامل الآنسة "دين" لماذا فشلت بعد ساعات قليلة من فحصها من قبل السيد "جون هاريسن"؟ |
Özgürlük sadece birkaç saat iyi bir yaşam. | Open Subtitles | مجرد ساعات قليلة من الحرية وحياة جيدة. |
Yani öldürülmeden sadece birkaç saat önce! | Open Subtitles | إذن قبل ساعات قليلة من مقتلها. |
birkaç saat sonra çok geç kalmış olabiliriz Bay De Palma. | Open Subtitles | بعد ساعات قليلة من الآن سيكون (ربما متأخراً جداً، سيد (دي بالما |
Sadece birkaç saat sessizlik istiyorum. | Open Subtitles | أحب ساعات قليلة من الهدوء |
Cinayetten birkaç saat önce Zippy ile Leshawn birlikte görülmüşler. | Open Subtitles | وكلاً من (زيبي) و(ليشون) شُوهدا معاً قبيل ساعات قليلة من إطلاق النار. |
Bana Elizabeth'in burada birkaç saat kuzeyde yaşadığını söyledi. Gidiyoruz. | Open Subtitles | وأخبرني بأنّ (إليزابيث) تبعد ساعات قليلة من هنا في الشمال، سنذهب إليها |
Ama sonra bittiğinde,... bir kaç saat sonra Mirabella'ya gittiğinde, kıskanmış olabilirsin. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، عندما كان أكثر من... ذهب إلى ميرابيلا بعد ساعات قليلة من . ربما كنت حصلت غيور. |
Bak, Çocuklarına mirastan mahrum kalacaklarını söyledikten bir kaç saat sonra Bosworth'lerin öldürülmesi bir raslantı olamaz. | Open Subtitles | انظر، لا يمكن أن يكون من قبيل الصدفة (أن يتم ذبح آل (بوسورث بعد ساعات قليلة من إخبارهما لأولادهما أنهما سيحرمونهم من الميراث |