Nişanlınıza, teklifinizi bir saat içinde kabul etmesinin ve onun.... ...bir dilenci konumuna düşmesinin sizi çok memnun ettiğini söylediğiniz doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح أنك قلت لخطيبتك, ساعةَ وافقت على زواجها منك أن ما يسعدك هو أنها فقيرة معدمة |
Biraz önce içerde 1 saat boyunca FBI başkanı ve Adalet bakanından bu bakış açısını dinleyip durdum. | Open Subtitles | لقد صَرفتُهم من ساعةَ في الداخل و سأذبح من ْ المديرِ ومِنْ المُدعي العامِ , بسبب ذلك التأريخِ. |
- Bu sürede satamazsam anlaşma yatar. - Sana 48 saat veriyorum. | Open Subtitles | ان لم أبِيعُه في ذلك الوقتِ، الصفقة ملغاة سأَعطيك 48 ساعةَ |
Kesinlikle yarım saat önceden orada olmalıyız. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَصِلَ إلى هناك قبل نِصْفَ ساعةَ |
Onların sadece varmaları bile en az yarım saat sürer. | Open Subtitles | هو سَيَأْخذُهم على الأقل نِصْفَ ساعةَ فقط للإنتِشار. |
Hazırlanmak için bana bir saat verin. | Open Subtitles | أعطِني ساعةَ للحُصُول على الأشياءِ جاهزةِ. |
Bu tür mekanların 24 saat açık olması iyi bir şey. | Open Subtitles | هو شيء جيد هذه أماكنِ 24 ساعةَ مفتوحةَ. |
150 $ kesilmiş. - Geçen hafta 20 saat fazla mesai yaptım. | Open Subtitles | أنا أعمل بـ 150$ وقمت بعمل20 ساعةَ وقت إضافي الأسبوع الماضي |
Bir mühendis onu 12 saat önce bulmuş. | Open Subtitles | مهندس فقط وَجدَه 12 ساعةَ مضتَ. |
Evet, yarım saat önce buradan yürüyerek geçti. | Open Subtitles | هو مَعْبُورُ لَهُ نِصْفُ ساعةَ هناك. |
Bir saat önce orada olmam gerek. | Open Subtitles | أخبروني لوُصُول إلى هناك ساعةَ مبكراً. |
Geminin hızına bakarsak, 26 saat sonra Hedrazar'ın köyüne ulaşacağını söyleyebilirim. | Open Subtitles | - مستندة على سرعة السفينةَ، أخمن بأنه -ستأخذ 26 ساعةَ لوُصُول قرية هيدرازار |
Sen de 6 de. Ona 48 saat tanı. Kabul edecektir. | Open Subtitles | تَرْجعُ الى 6 أعطه 48 ساعةَ وتَأْخذُه |
- 24 saat kadar. | Open Subtitles | حوالي 24 ساعةَ. الكثير مِنْ الوقتِ. |
Ve 48 saat önce, bir İsviçre Bankası sıradışı bir müşterisini temsilen bu para birimiyle yüklü miktarda döviz satın aldı. | Open Subtitles | ورغم ذلك لَيسَ 48 ساعةَ مضتَ، a مصرف سويسري، التَمْثيل زبونِ هائلِ، إشترى موقعُ هائلُ في العملةِ. |
Bu da Nebraska'da üç çocuk babası olan birinin önümüzdeki 24 saat içinde bir kalp bulma şansının çok az olduğu demek oluyor. | Open Subtitles | والذي يعني أن هناك أبٌ "لثلاثة أطفال في "نبراسكا والذي لديهِ فرصة ضئيلة من تلقي واحدٍ بالأربع وعشرين ساعةَ القادمة |
Kimse bana telefon etmedi ve bunlar tamamen benim hayal ürünüm... ve 24 saat önce ölen bir hastama ait elinizde hiçbir kayıt yok. | Open Subtitles | لا أحد خابرَني، لكي كَانَ هَيَجَاْن خيالِي... ... وأنتلَيْسَلَكَسجلُ aمريض لي الذي ماتَ 24 ساعةَ مضتَ. |
Bu film, onuncu omurdan... 4 mikronluk bir omurilik parçasının alınmasından... 22 saat sonra çekilmiştir. | Open Subtitles | هذا الشريطِ صُوّرَ 22 ساعةَ... ... بعدالإزالةِ a قسم ميكرونِ 4 الشوكيِ... ... فيالفقرةِالعاشرةِ. |
Bir buçuk saat uzağımızda. | Open Subtitles | هو فقط نِصْفُ ساعةَ بعيداً. |
51 saat oldu. | Open Subtitles | هي كَانتْ 51 ساعةَ. |