Bu sırada, denizciler Melbourne'e yaklaşırken başarılarının haberi onlardan önce duyulmuştu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء عندما وصل المارينز إلى ميلبورن سبقتهم أخبار نجاحهم |
Onlar Fransız suikastçilerdi ve benim peşimdelerdi ama ben onlardan önce davrandım. | Open Subtitles | كانوا قتلة فرنسيين و كانوا يريدون قتلي، يسعدني أن سبقتهم |
Onlardan önce gelenler kampı inşa ettikleri halde, bu gelenlerin kampı inşa etmeye geldiklerini düşünmüş. | Open Subtitles | كنت أعتقد... ان هؤلاء الوافدون قدموا ليشيدوا المعسكر مثل الافواج التي سبقتهم |
önce siz onların kalplerini kırarsanız, siz sağlam kalırsınız. | Open Subtitles | ولا يمكنهم أن يحرقوكِ ان سبقتهم الى ذلك |
Anlaşılan sen önce davranmışsın. | Open Subtitles | يبدوا أنكم سبقتهم لذلك صحيح ؟ |
Onlardan önce davranmam onlar için kötü oldu. | Open Subtitles | من المُؤسف أنّي سبقتهم إليه. |
Karposev'in peşine bir vurucu tim taktılar ama Anna onlardan önce davranıp, Karposev'i öldürdü. | Open Subtitles | إذاً لقد ارسلوا فرقة اغتيال لقتل (كاربوسيف) ولكن (انا) سبقتهم وقتلته |