| Bugünden itibaren yüzündeki her iz için 1 peni alacaksın. | Open Subtitles | اعتباراً من الليلة ستحصل على بنس لكل ندبة على وجهك |
| - Beş bin peşin. - İşi tamamladığında paranı alacaksın. | Open Subtitles | ـ 500 دولار مقدماً ـ ستحصل عليها عندما تتم المهمة |
| Ve zamanda yolculuk yaparak 3 Şubat'a gidersek, O tarihte Hilary Clinton Demokrat'ların başkan adayı olacak gibi görünüyordu. | TED | اذا رجعتم الى ذلك الوقت في الثالث من فبراير، لقد بدى أن هيلاري كلينتون ستحصل على ترشيح الحزب الديموقراطي. |
| Lüks içinde yaşayacağız ve Wilma arzu ettiği her şeye sahip olacak. | Open Subtitles | سوف نعيش في رفاهية ، و ويلما ستحصل على كل شيء تستحقه |
| Ama içinizden biri bulmacayı çözebilirse, hem de bütün o ayak işlerini yapmadan, bütün parayı o kişi alacak. | TED | لكن، إذا كنت أول من يجد الأسلوب ويحل اللغز. بدون أن تقوم بكل العمل الشاق. ستحصل على الميراث بأكمله لك وحدك. |
| Bu da onun, sana değer veriyorum ve jestlerim olabilir deme şekliydi. | TED | وهذه كانت طريقته في إظهار، كما تعرفون، أهتمّ بكِ، والأمور الحسنة ستحصل. |
| Abin kadar çok yaşamış olsaydın, senin de bir şeylerin olurdu. | Open Subtitles | لو أنك عشت مثل أخيك الأكبر ستحصل علي الكثير من الأشياء |
| Sen onurlu bir polissin ve hayatını da onurlu polis olmak için harcadın ama sonunda bunu elde ettin! | Open Subtitles | أنت شرطي شريف وقد قضيت حياتك شرطيا شريفا وقد حصلت على ذلك ، وهذا ما كل ما ستحصل عليه |
| Peter, diğer kimseler ne alıyor umurumda değil. Sen bir tane alacaksın. | Open Subtitles | بيتر ، لايهمني ما اخذ ذلك الرجل انت ستحصل على واحدة فقط |
| Halledilmesi gereken kağıt işleri var. Tabii ki parayı alacaksın. | Open Subtitles | هناك أوراق رسمية قد تم اصدارها بالطبع ستحصل على النقود |
| Ben önümüzdeki ay üst yönetime geçince yerimi Sen alacaksın. | Open Subtitles | و ستحصل على عملي حين أذهب للشركة في الشهر القادم |
| Şerefim üzerine ant içerim ki, hak ettiğin intikamını alacaksın. | Open Subtitles | . أقسم لك بشرفي . ستحصل على الانتقام الذي تستحقه |
| alacağın tek şey Shawshank Hapishanesinde uzun bir ceza olacak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ستحصل عليه هو حياة طويلة بسجن شاوشنك |
| Bu yüzden, fareyi dilimlediğimiz zaman, büyük yarısı senin olacak. | Open Subtitles | لأجل هذا عندما نقطع الفأر ستحصل على الجزء الكبير منه |
| Bu hoş kızlardan hangisi süper atomik tacın sahibi olacak? | Open Subtitles | أي من هذه النساء الجميلات ستحصل على التاج الذري ؟ |
| Buna göre, uyku grubu sekiz saatlik gece uykusunu alacak ama uyku yoksunu grubu laboratuvarda uyanık tutacağız, tamamen gözlem altında. | TED | ستحصل مجموعة النّوم على ثماني ساعات كاملة من النّوم، ولكن سنبقي مجموعة الحرمان من النوم مستيقظة في المخبر، تحت مراقبة كاملة. |
| Bu onları yakamdan düşürür, sana da yeni bir otomat kazandırır. | Open Subtitles | هذا سبيعدهم عني و انت ستحصل على صفقة جيدة لآلات البيع. |
| Sizden bunu beklemiyorum çünkü bununla ilgili yardım alacaksınız. | TED | ولا أتوقع منك ذلك، لأنك ستحصل على المساعدة في ذلك. |
| O şala bayılıyordu. Onun gibi bir tane alacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد كانت مُعجبة به قالت انها ستحصل على واحد مثله |
| Bunun için para alıyorsun değil mi? | Open Subtitles | وأنت ستحصل على مكافئتك مقابل ذلك, صحيح ؟ |
| Havaalanında kendini imha edecek bir çantada gerekli bilgileri bulacaksın. | Open Subtitles | ستحصل على مجموعة من الأوراق المساعدة فى المطار ، فى حقيبة ذاتية التدمير |
| Yüzlerce dengesiz insanı alır ve kilit altında tutarsan, kaos elde edersin. | TED | خذ المئات من الأشخاص المضطربين واحتجزهم، وما ستحصل عليه هو الفوضى. |
| Öğrenciler nerede olacağını, nasıl olacağını hayal etmek için bu süreyi istediler. | TED | أراد الطلاب ذلك الوقت لكي يتخيلوا أين ستحصل وكيف ستحصل. |
| Sen daha konuş da payını iyice geç al. | Open Subtitles | إذا أستمريت في الكلام ، ستحصل على حصتك قريبًا |