Ben dehşete düşerdim, siz bunu hissederdiniz, ve hepimiz için korkunç bir deneyim olurdu. | Open Subtitles | لكنتُ سأُفزع، ولكنتم ستشعرون بذلك سيكون أمراً مخيفاً لنا |
Bir yerçekimi gücü hissederdiniz ki Dünya'nın yüzeyinde otururken hissettiğinizden milyonlarca milyon kez daha fazla olurdu. | Open Subtitles | ستشعرون بجاذبية أكثر مليون مليون مرّة مما تشعرون به وأنتم جالسون على سطح الأرض |
O kız siz olsanız nasıl hissederdiniz? | Open Subtitles | كيف كنتم ستشعرون لو كنتم بمكان تلك الفتاة؟ |
Kafayi bulmus gibi hissedeceksiniz ve bu sizi öldürmeye çalisacak. | Open Subtitles | ستشعرون بألم مثل ألم وقوع الحمض عليكم وهذا الشعور قاتل |
Tutkunuz için bakmaktan ve onu bulamamaktan korkuyorsunuz, aptal gibi hissedeceksiniz, böylece neden tutkunuzu aramayacağınız hakkında bahaneler yaratıyorsunuz. | TED | أنتم تخافون، إذا بحثتم عن شغفكم ولم تعثروا عليه ستشعرون أنكم حمقى، لذلك تقومون بخلق الأعذار عن سبب عدم سعيك وراء شغفك |
Söz veriyorum çok daha iyi hissedeceksiniz. Tabii kazandıktan sonra. Bununla katılacağız. | Open Subtitles | ستشعرون بشعور أفضل بكثير من الآن ، أعدكم بذلك بعد فوزنـا ، سنعتمد هذه اللوحة |
Nasıl hissederdiniz hayal etmenizi istiyorum; eğer iki dakika boyunca sol kolunuz durmadan atsaydı, gözleriniz sürekli devrilseydi, çeneniz adeta dişleriniz kırılacakmış gibi sertçe kasılsaydı, her on saniyede bir çok tiz bir çığlık sesi çıkarsaydınız. | TED | أودُ منكم أن تتخيّلوا ما ستشعرون به إذا تحركت أذرعكم اليسرى باستمرار لمدة دقيقتين كاملتين، ودارت عيونكم بثباتٍ، وانقبضت فُكُوككم بشدة حتى شعرتم أن أسنانكم على وشك أن تنكسر، وكل عشر ثواني، اضطررتم لإصدار صرخة عالية النبرة. |
Göremeyeceksiniz ama hayatınızın geri kalanında her gün hissedeceksiniz. | Open Subtitles | لن تكونوا قادرين على رؤيته ولكنكم ستشعرون به كل يوم حتى بقية حياتكم |
Tuhaf, üzücü veya suçlu hissettiğiniz ne varsa yazmanızı istiyorum sizi temin ederim çok daha iyi hissedeceksiniz. | Open Subtitles | انت تشعر بالغرابة او بالخجل او بذنب. ستشعرون بالتحسن بعده, اعدكم. |
Göremeyeceksiniz ama hayatınızın geri kalanında her gün hissedeceksiniz. | Open Subtitles | لن تكونوا قادرين على رؤيته ولكنكم ستشعرون به كل يوم حتى بقية حياتكم |
Hava atmak gibi olmasın ama kazanırsanız mısırla ilgili daha önce hiç hissetmediğiniz şeyler hissedeceksiniz. | Open Subtitles | لا اريد التفاخر ولكن إن قبلتم ستشعرون بأشياء تجاه الذره لم تشعروا بها من قبل |
Hatırlayın arkadaşlarım Beyaz ışığın içine girmek zorunda olduğunuzu hissedeceksiniz. | Open Subtitles | تذكرواياأصدقائي... ستشعرون بالرغبة للدخول للضوء الأبيض ... |
Aslında yorgundan da öte. Tamamen bitkin hissedeceksiniz. | Open Subtitles | بل وأكثر من التعب ستشعرون بالهلاك |
Önce bir karıncalanma hissedeceksiniz, ardından öleceksiniz. | Open Subtitles | ستشعرون بوخز خفيف ثم تموتون بعدها |