Çünkü bir şey yapmam gerek ve bana yardım etmek isteyecektir. | Open Subtitles | لأنّي يتعيّن أن أفعل شيئًا، وهي ستودّ أن تساعدني. |
Bu konuda konuşmak isteyecektir. | Open Subtitles | حسنٌ، ستودّ التحدُّث بهذا الأمر. |
Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorum Hal ama güven bana,bunu yapmak isteyeceksin. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس يجب عليك أن تفعل هذا لكن ثق بي ، ستودّ ذلك حسناً ؟ |
Biri karşına çıktığında sadece tetiği çekmek isteyeceksin. | Open Subtitles | ستودّ سحب الزناد فحسب حين يظهر أمامك. |
- Doğrudur ama babası sevgilisini, sevgilisi de çocuklarını isteyecek. | Open Subtitles | صدقت، لكن الأب سيودّ خليلته وخليلته ستودّ ابنيها. |
O silahı çekmeden tatlım, ilkin öbürünü kılıfına koymak isteyebilirsin. | Open Subtitles | قبل أن تخرج مسدسك ذلك، عزيزي، ربما ستودّ أن تعيد الآخر. |
Seni bir daha görmek isteyeceğini nereden biliyorsun ki? | Open Subtitles | ما أدراك أنّها ستودّ رؤيتك مجددًا بعدما تردّ إنسانيّتها؟ |
Dr. Brennan üstündeki izlere bakmak isteyecektir. | Open Subtitles | الد. (برينان) ستودّ إلقاء نظرة في العلامات على هذه |
Beni görmek isteyecektir. | Open Subtitles | ستودّ رؤيتي |
- Dostum yapmam gereken işler var. - Bunu görmek isteyeceksin. Güven bana. | Open Subtitles | -يا صاحبي, لديّ عمل أنجزه ستودّ رؤية هذا . |
Onun gitmesini isteyeceksin, bekle. | Open Subtitles | ستودّ رحيله،فقط انتظر |
Bunları babana anlatmak isteyeceksin çünkü. | Open Subtitles | ستودّ إخبار والدك عن هذا |
OTPS olumlu sonuç vermeye başladığı zaman sen de bizimle olmak isteyeceksin. | Open Subtitles | حينما يبدأ (أوه تي بي إس) بتوليد نتائج، فإنّك ستودّ أن تكون مُشاركًا معنا. |
Çünkü birşeyler yapmam gerekiyor, ve bana yardım etmek isteyecek. | Open Subtitles | لأنّي يتعيّن أن أفعل شيئًا، وهي ستودّ أن تساعدني. |
Bundan sonra Elena hâlâ seninle olmak isteyecek mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّ (إيلينا) ستودّ العودة لك بعد ما فعلته؟ |
Ön pencereden dışarı bakmak isteyebilirsin Larry. | Open Subtitles | ستودّ المتابعة من هذه النافذة الأماميـّة (لاري) |
Yola koyulmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | ستودّ التجهّز للتحرّك. |
Bilirsin, senin kararın ama belki de James Barca'yı artık serbest bırakmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | أتعرف، إنّه قرارك، لكن ربّما ستودّ إطلاق سراح (جايمس باركا) الآن. |
Baştan itibaren bilmek isteyeceğini düşünmüştüm de. | Open Subtitles | ظننت أنّك ستودّ أن تتولي هذه القضية من بدايتها |
Beraber geldiğim insanlar kalmak istediler beni evime götürmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | من رافقتهم يريدون البقاء... لذا أعتقدت أنك ستودّ أن توصلني إلى المنزل. |