ويكيبيديا

    "سرداب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bodrum
        
    • bodrumunda
        
    • mahzeni
        
    • bodrumuna
        
    • mahzen
        
    • bodrumda
        
    • mahzende
        
    • bodrumu
        
    • bodruma
        
    • mezarına
        
    • bodrumunu
        
    • mahzenine
        
    • mahzeninde
        
    • bodrumundaki
        
    Turistleri bodrum katına çekip 20 dolarlık salataları aldırmak için bir yol. Open Subtitles وإنما هي طريقة لاغراء السياح إلى سرداب بيع السلطات المغالي في ثمنها
    Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County Mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. TED عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا.
    Kanıtlar adalıların çoğunun fırtınanın ilk gecesini kasaba binası bodrumunda geçirdiklerini gösteriyor. Open Subtitles الادله تشير الى ان معظم سكان الجزيره قضوا اول ليلة في العاصفه هنا في سرداب دار البلديه
    Arthur Leigh Allen, Fresno caddesinde annesinin bodrumunda yaşıyordu. Open Subtitles آرثر لاي ألين عاش في سرداب امه على شارع فريسنو
    Neyse, votka mahzeni aklı başında çocuklara göre bir yer değildir. Open Subtitles ...على كل حال ، سرداب الفودكا ليس مكاناً لتواجد الأطفال الراشدين
    Adamın biriyle Fratelli'lerin bodrumuna kapatıldım. Open Subtitles أنا محبوس لدى الفريتليس في سرداب مع هذا الرجل
    Peder, burada bodrum ya da mahzen var mı? Open Subtitles أبي , هل هناك سرداب أو قبو هنا؟
    Biliyor musun? bodrumda takılıp uğramasını bekleriz. Open Subtitles سوف نذهب إلى سرداب منزلي وننتظره حتى يأتي
    Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. Open Subtitles بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته
    Geçenlerde bazıları bodrum katta seviştiler. Open Subtitles لقد مسكت أثنين منهم يفعلونها فى سرداب منزلك فوق هناك الاسبوع الماضى
    Ee, Meclis civarında bir bodrum katında yaşadığını ve yaşamak için kendini sattığını sanıyorum. Open Subtitles اتخيلكي تعيشين في سرداب حول البرلمان تقومين ببيع مؤخرتك من اجل المعيشه
    En azından, Chandler salonunun bodrum katında kızları baştan çıkarırken söylediği bir şey bu. Open Subtitles على الأقل ذلك الذي يخبرهم عندما يغويهم في سرداب قاعة الشمع
    Çünkü sebebini bildiğimi sanıyorum. Neden arkadaşımın bodrumunda olduğunu. Open Subtitles لأعتقادي بمعرفة سبب . وجودك في سرداب صديقتي
    Sistem annesinin bodrumunda kurulu olsaydı durumum tıpkı eski sevgiliminkine benzerdi. Open Subtitles أذا عاش النظام في سرداب امه سيكون بالضبط مثل هذا الرجل الذي أعتدت على مواعدته
    Şişman bir tamircinin bodrumunda duracak o da senin yüzüne bakmayacak. Open Subtitles سيكون معلقاً في سرداب ميكانيكي سمين ولن ينظر إلى وجهكِ
    -Tabii ki şarap mahzeni. Open Subtitles سرداب الخمــر , ليس مكان اخر .
    Sonra kendini sinirli tarafının yaşadığı ruhunun bodrumuna giden bir asansörde olduğunu düşün. Open Subtitles خذ نفساً عميقاً، عندئدٍ تصوّر نفسك تستقل مصعد نازلاً إلى سرداب روحك
    Eski bir mahzen gibi kilitlenmiştim. Open Subtitles حسناً ، كنت محصورة مثل سرداب قديم
    bodrumda küçük, Tayvanlı bir aile saklamışlar mıydı? Ne? Open Subtitles العائلة التايوانية الصغيرة حبست فى سرداب ؟
    Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. Open Subtitles بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته
    Ne zaman, bir adamın işkence bodrumu veya o tip manyakça bir şeyleri olduğunu öğrensen o adam güneylidir. Open Subtitles سرداب أَو شيء تعذيبِ، هو شخص ما مِنْ الجنوبِ. هو دائماً. تَعْرفُ الذي، فريق إنتزاعِ، الذي لا تَهْبطُ إلى
    bodruma inmenin vakti geldi, anne! Open Subtitles حان وقت الذهاب الى سرداب الفاكهة الان يا ماما
    Senin yaşındaki bir kızın böyle bir yer altı mezarına tıkılması adil değil. Open Subtitles ليس من العدل , فتاة في سنك محبوسة في سرداب
    Dışarı çıkalım dediğinde Smithsonian'ın bodrumunu gezeceğimizi düşünmemiştim. Open Subtitles عندما سألتني للخروج, لم أتوقع إني سأقوم بجولة في سرداب متحف "الـ "ثيموثونيان
    Salvatore şarap mahzenine baskın yapabiliriz. Open Subtitles بوسعنا الإغارة على سرداب (سلفاتور) للنبيذ
    Buna göre, mahzeninde bir kabir varmış. Open Subtitles وفقاً لهذا ثمة سرداب في القبو
    Ortağım Richard'ların bodrumundaki gizli kamerayı bulduklarını söyledi. Open Subtitles شريكى أخبرنى أنهم وجدوا كاميرا مخفية فى سرداب ريتشارد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد