Turistleri bodrum katına çekip 20 dolarlık salataları aldırmak için bir yol. | Open Subtitles | وإنما هي طريقة لاغراء السياح إلى سرداب بيع السلطات المغالي في ثمنها |
Kat ve Marie yıllarca West Virginia'daki Mercer County Mahkemesi'nin bodrum katında penceresiz bir ofiste çalışıyorlar. | TED | عملاَ معًا لسنوات في مكتب بلا نوافذ. في سرداب في محكمة بمقاطعة ميرسر غرب فرجينيا. |
Kanıtlar adalıların çoğunun fırtınanın ilk gecesini kasaba binası bodrumunda geçirdiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | الادله تشير الى ان معظم سكان الجزيره قضوا اول ليلة في العاصفه هنا في سرداب دار البلديه |
Arthur Leigh Allen, Fresno caddesinde annesinin bodrumunda yaşıyordu. | Open Subtitles | آرثر لاي ألين عاش في سرداب امه على شارع فريسنو |
Neyse, votka mahzeni aklı başında çocuklara göre bir yer değildir. | Open Subtitles | ...على كل حال ، سرداب الفودكا ليس مكاناً لتواجد الأطفال الراشدين |
Adamın biriyle Fratelli'lerin bodrumuna kapatıldım. | Open Subtitles | أنا محبوس لدى الفريتليس في سرداب مع هذا الرجل |
Peder, burada bodrum ya da mahzen var mı? | Open Subtitles | أبي , هل هناك سرداب أو قبو هنا؟ |
Biliyor musun? bodrumda takılıp uğramasını bekleriz. | Open Subtitles | سوف نذهب إلى سرداب منزلي وننتظره حتى يأتي |
Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. | Open Subtitles | بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته |
Geçenlerde bazıları bodrum katta seviştiler. | Open Subtitles | لقد مسكت أثنين منهم يفعلونها فى سرداب منزلك فوق هناك الاسبوع الماضى |
Ee, Meclis civarında bir bodrum katında yaşadığını ve yaşamak için kendini sattığını sanıyorum. | Open Subtitles | اتخيلكي تعيشين في سرداب حول البرلمان تقومين ببيع مؤخرتك من اجل المعيشه |
En azından, Chandler salonunun bodrum katında kızları baştan çıkarırken söylediği bir şey bu. | Open Subtitles | على الأقل ذلك الذي يخبرهم عندما يغويهم في سرداب قاعة الشمع |
Çünkü sebebini bildiğimi sanıyorum. Neden arkadaşımın bodrumunda olduğunu. | Open Subtitles | لأعتقادي بمعرفة سبب . وجودك في سرداب صديقتي |
Sistem annesinin bodrumunda kurulu olsaydı durumum tıpkı eski sevgiliminkine benzerdi. | Open Subtitles | أذا عاش النظام في سرداب امه سيكون بالضبط مثل هذا الرجل الذي أعتدت على مواعدته |
Şişman bir tamircinin bodrumunda duracak o da senin yüzüne bakmayacak. | Open Subtitles | سيكون معلقاً في سرداب ميكانيكي سمين ولن ينظر إلى وجهكِ |
-Tabii ki şarap mahzeni. | Open Subtitles | سرداب الخمــر , ليس مكان اخر . |
Sonra kendini sinirli tarafının yaşadığı ruhunun bodrumuna giden bir asansörde olduğunu düşün. | Open Subtitles | خذ نفساً عميقاً، عندئدٍ تصوّر نفسك تستقل مصعد نازلاً إلى سرداب روحك |
Eski bir mahzen gibi kilitlenmiştim. | Open Subtitles | حسناً ، كنت محصورة مثل سرداب قديم |
bodrumda küçük, Tayvanlı bir aile saklamışlar mıydı? Ne? | Open Subtitles | العائلة التايوانية الصغيرة حبست فى سرداب ؟ |
Seni vurduktan sonra beyefendi, tamamen kapalı, betondan bir mahzende kapalı kalacaksın... o figürler dans etmeyi durdurana kadar... bana bilmem gerekeni söylemezsen tabi. | Open Subtitles | بعدما أطلق عليك النار يا سيدي سوف يتم إحتجازك في سرداب مُظلم ومُحكم إلا إذا أخبرتني بما أحتاج إلى معرفته |
Ne zaman, bir adamın işkence bodrumu veya o tip manyakça bir şeyleri olduğunu öğrensen o adam güneylidir. | Open Subtitles | سرداب أَو شيء تعذيبِ، هو شخص ما مِنْ الجنوبِ. هو دائماً. تَعْرفُ الذي، فريق إنتزاعِ، الذي لا تَهْبطُ إلى |
bodruma inmenin vakti geldi, anne! | Open Subtitles | حان وقت الذهاب الى سرداب الفاكهة الان يا ماما |
Senin yaşındaki bir kızın böyle bir yer altı mezarına tıkılması adil değil. | Open Subtitles | ليس من العدل , فتاة في سنك محبوسة في سرداب |
Dışarı çıkalım dediğinde Smithsonian'ın bodrumunu gezeceğimizi düşünmemiştim. | Open Subtitles | عندما سألتني للخروج, لم أتوقع إني سأقوم بجولة في سرداب متحف "الـ "ثيموثونيان |
Salvatore şarap mahzenine baskın yapabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا الإغارة على سرداب (سلفاتور) للنبيذ |
Buna göre, mahzeninde bir kabir varmış. | Open Subtitles | وفقاً لهذا ثمة سرداب في القبو |
Ortağım Richard'ların bodrumundaki gizli kamerayı bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | شريكى أخبرنى أنهم وجدوا كاميرا مخفية فى سرداب ريتشارد |