ويكيبيديا

    "سريعًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hemen
        
    • çabucak
        
    • hızlıca
        
    • acele
        
    • kısa
        
    • hızla
        
    • hızlıydı
        
    • hızlı
        
    • erken
        
    • derhal
        
    • çabuktu
        
    • sürmedi
        
    • çok çabuk
        
    hemen çözülmeyen şeylere karşı sabırsızsınız. TED إنك تكون غير صبور مع الأشياء التي لا تحل سريعًا
    - hemen eczaneye git ve ben giyinene kadar ilaçları al. Open Subtitles - نعم إذًا هرولي سريعًا للصيدلية واجلبي الأدوية، بينما أرتدي ملابسي
    Bütün bunların hepsini çabucak ve sistematik olarak öğrenmek istiyorduk. TED أردنا أن نجعلها ممكنة لنعرف عن جميعها سريعًا وبشكلٍ منظم.
    çabucak öğrendiğim ki pek fazla bir şey bilmiyoruz. TED كان ما عرفته سريعًا هو أنّنا لا نعرف الكثير.
    Bir sürü kısa atımla LIDAR sistemi hızlıca detaylı bir profil çıkarıyor. TED وفي ظل النبضات القصيرة، يعطي نظام الليدار سريعًا مجموعة مواصفات أساسية مفصلة.
    "Sadece aptalların koynunda kızgın yatmak için ruhunuzda öfkeli olmak için acele etmeyin." Open Subtitles "لا تكن سريعًا في روحك لتصبح غاضبًا، لمساكن الغضب فقط في صدر الحمقى."
    Rastgele ereksiyon oluyorum, beni diyeltiyor ona tıbbî bir durum gibi davranıyorum ve hemen boşaltıyorum sanki bir kistmiş gibi. Open Subtitles لدي عظمية ، و غالباً ما تصيبني عشوائيًا أنا أعالجها كما هي و أستنزفها كالكيس سريعًا
    Avcı Sınavı ve 10 Emir konusunda hemen değişiklikler yapmanı tavsiye ederim. Open Subtitles أوصي بأن تعيدي هيكلة اختبار الصيادين ووصايا الصيادين سريعًا.
    Hayır, bırakmayacağız. Sen önden git, ben hemen arkandayım. Open Subtitles بلى، يجب أن تتقدّمي أنتِ سنلحق بكِ سريعًا
    Bazıları için öyle ama sen akıllısın. hemen kaparsın. Open Subtitles ربّما هذا بالنسبة لبعض الناس لكنّك ذكيّة وستتعلّمينه سريعًا.
    Pekala, hemen halledin. Ve beni de tekrar aramayın. Open Subtitles أجل، لتسوّي الأمر سريعًا ولا تتّصل ثانية
    Castro'nun geri kalan hava kuvveti çabucak hayati mühimmat ikmalini taşıyan gemileri yok etti. Open Subtitles سلاح الجو المتبقي لكاسترو قام سريعًا بتدمير السفن التي تحمل إمدادات الذخيرة الحيوية
    çabucak affedin yavaşça öpüşün en derinden sevin kahkahalarla gülün. Open Subtitles سامحوا الناس سريعًا و قبِّلوا بعضكم ببطء أحبوا بصدق و اضحكوا دون قيود
    çabucak affedin yavaşça öpüşün en derinden sevin kahkahalarla gülün. Open Subtitles سامحوا الناس سريعًا و قبِّلوا بعضكم ببطء أحبوا بصدق و اضحكوا دون قيود
    O zaman hızlıca gaz kramatografisinde bir adli taramaya ne dersin? Open Subtitles لذا هل من تحليل جنائي سريع كفحصها سريعًا بجهاز الاستشراب الغازي؟
    Aksine, bir şeyden diğerine hızlıca geçiş yapıyor olursunuz, her seferinde sinirsel kaynak tüketirsiniz. TED في المقابل، أنت تتنقل سريعًا من أمر لآخر وتستنفد الموارد العصبية أثناء ذلك
    Burada internet berbat, o yüzden acele etmem gerekiyor. Open Subtitles اسمع، إن الإنترنت سيء هنا لذا يجب أن أكون سريعًا.
    Dört kız kısa bir süre sonra üç yerel kadını kendilerine eziyet etmekle suçladı. TED سريعًا ما اتهمت أربع فتيات ثلاث نساء محليات بتعذيبهن.
    FDG hızla vücudun içinde dolaşacak. TED سيبدأ الغلوكوز المشع بالتحرك سريعًا في الجسم.
    Çocukken çok hızlıydı. Open Subtitles عندما كان صبيًا كان سريعًا جدًا
    Ve dedim ki, Tanrım, bizim dizüstülerimiz çok hızlı olacaktı. TED وأنا قلت، يا إلهي، إن حاسوبنا المحمول سيكون سريعًا كالنّمر.
    Dün gece partiden bayağı bir erken ayrıldın üstelik Pinot Noir'in bolca olduğuna emin olmuştum o kadar. Open Subtitles غادرتِ الحفل سريعًا ليلة أمس , حتّى بعدما ''حرصتُ على ملئ المسقى بخمر ''بينوت نوير
    Eğer hristiyanlar derhal onlara suçlarının ve günahlarının kefaretini onlara ödetmezse büyük ve yıkıcı bir felaket hızla üstüne çöker. Open Subtitles إن لم يكفر المسيحيين سريعًا عن رذائلهم وجرائمهم العديدة، فستقع عليكم كارثة ساحقة.
    Milislerini göndererek Küba'daki yabancı rafinerilere el koydu. Amerika'nın buna karşılığı çabuktu. Open Subtitles بعث الميليشيا التابعة له واستولى على معامل التكرير الأجنبية في كوبا كان الإنتقام الأمريكي سريعًا
    Zehrin devreye girmesi çok uzun sürmedi. Open Subtitles مفعول السم سيظهر سريعًا.
    Birinde çok çabuk yığılmanın başladığını görebilirsiniz. TED تستطيع أن ترى أن في أحدهما أن الأشياء تتكل سريعًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد