Mars kötü bir gezegendir; fakat bizim oraya gitmemiz için ve eğer korunabilirsek, dış yüzeyinde yaşamak için iyi bir gezegendir. | TED | المريخ كوكب سيء، لكن يصلح نوعا ما لنذهب إليه ونعيش على سطحه مع بعض تجهيزات الحماية. |
yüzeyinde 5000 kilometre uzunlukta bir çatlak vardir. | Open Subtitles | هناك صدع عملاق على سطحه بطول 5000 كيلومترا. |
X ışını altında mavi yıldızı göremeyiz çünkü yüzeyi 30 bin derece sıcaklıktadır. | Open Subtitles | بأشعة إكس نفقد منظر النجم الأزرق لأن سطحه فاتر ب 30 ألف درجة |
Ama Venüs, en azından yüzeyi açısından yaşanılabilir değil. | TED | إلا أنّ كوكب الزهرة غير صالح للحياة، على الأقل ليس على سطحه. |
camın içindeki bir ışık ışını yüzeyine dik açı ile çarptığında kırılır veya havaya geçiyormuş gibi bükülür. | TED | حين يضرب شعاع من الضوء داخل الزجاج سطحه في زاوية حادة، ينكسر أو ينحني عند خروحه إلى الهواء. |
Bilinen en hızlı nötron yıldızı saniyede 700 dönüş yapmaktadır. Bu da, yıldızın yüzeyindeki bir noktanın ışık hızının beşte birinden daha hızlı döndüğü anlamına gelir. | TED | أسرع نجم نيوتروني تم تسجيله يدور أكثرمن 700 مرة في كل ثانية مِما يعني أن نقطة على سطحه تدور الفضاء أكثر من خمس مرات بسرعة الضوء. |
Çok yakın olursa yüzey sıcaklığı su kaynama sıcaklığını aşacak ve okyanuslar buharlaşacaktır. | TED | إن كان قريبًا جدًّا، فسوف تتجاوز درجة حرارة سطحه درجة غليان الماء، وتتحوّل المحيطات إلى بخار. |
Günümüzde bilim insanları, Mars'ın bir zamanlar büyük miktarda sıvı hâlde suyu yüzeyde barındırabilecek kadar sıcak olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد العلماء اليوم أن المريخ كان يوما دافئا بدرجة كافية ليسمح بتدفق كميات كبيرة من المياه السائلة عبر سطحه |
Ama insanlık onun bereketli yüzeyinde hiç yürüyebilecek mi? | Open Subtitles | ولكن هل سيمشي الانسان يوماً على سطحه الخصب؟ |
Üzerinde herhangi bir korumalı giysi olmadan bir insan yüzeyinde saniyeler içinde ölür. | Open Subtitles | إذا وقف شخص على سطحه بدون حماية، فإنه سيموت في لحظات. |
Böylece Dünya benzeri gezegenin yüzeyinde sıvı su bulunabilir. | Open Subtitles | آدم شومان جامعة أريزونا هي المنطقة التي يمكن عندها لكوكب شبيه بالأرض أن يكون لديه مياه سائلة على سطحه |
Ve bunu bir ok şeklindeki beyaz metan bulut kuşaklarını yüzeyinde hareket halinde. | Open Subtitles | وهذا حزامٌ قوسي من غيوم الميثان البيضاء تتحرّك فوق سطحه |
Bu, doğal kum olsaydı yüzeyi düz olurdu. | Open Subtitles | لو كان هذا رملاً طبيعياً، سنجد أن سطحه ناعماً |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır. | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
Mucizevi gümüş kaplama yüzeyi güneş ışınlarını tekrar dünyaya yansıtır | Open Subtitles | سطحه الفضى المعجزة يستنشق ضوء الشمس و ينفثه برفق على سطح الارض |
Taş gibi sert bir donmuş buz yüzeyine sahipti. | Open Subtitles | سطحه كان من الماء المثلج مُـجـمّـد بـصــلابــة كالصـخــر |
Soğuk, buzlu kabuğu meteroitlerin yüzeyine çarptığında bıraktığı şiddetli dönemin izlerini korumuştu. | Open Subtitles | قشرته المتجمّدة أبقت سجـل لـعـصـرعـنـيـف عندما تحطمت نيازك على سطحه |
yüzeyindeki maddeleri kopartıp, yörüngeye sürükleyebilirler. | Open Subtitles | إنها تجذب المواد من سطحه وفي النهاية تسحبه إلى المدار. |
Kuyruklu yıldızımız Güneş'i ardında bıraktığında yüzeyindeki faaliyetler azalır. | Open Subtitles | بينما يخلّف مذنّبنا الشمس وراءه ينحسر النشاط على سطحه |
Çok uzak olursa yüzey sıcaklığı suyun donma noktasının altında kalacak, bu da okyanusların buza dönüşmesine sebep olacaktır. | TED | أمّا إن كان بعيدًا جدًّا، فسوف تهبط درجة حرارة سطحه إلى ما دون نقطة تجمُّد الماء، ما يجعل المحيطات تتحوّل إلى جليد. |
Sonra yüzeyde bir yıl, dönüş altı ay, eder iki yıl. | Open Subtitles | وبعدها سنقضي عام على سطحه وستة أشهر للعودة، تلك سنتان، أتعرفين ذلك؟ |