O zaman sanırım ben de normal olmadığım için mutluyum. | Open Subtitles | . حسناً , اعتقد بأنني سعيدة لأنني لست طبيعية ايضاً |
Ama klavyemi sonsuza kadar kaybetmediğim için mutluyum, bilirsin, eğer kaybetseydim, seninle asla tanışamazdım. | Open Subtitles | لكنني سعيدة لأنني لم أفارق لوحة المفاتيح للأبد لأنه كما تعلم، لو أنني فعلت ذلك لما إلتقيتك |
Karmaşık düşünceler olmadan seni görüp hissedebildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني أراك وأحس بك من دون أفكار معقدة |
Şu an gizli bir hapishaneye gitmediğim için memnun olursun sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت بأنك سعيدة لأنني لستُ في طريقي لسجن سري. |
Hayır. size açıkladığım için memnunum | Open Subtitles | لا أنا سعيدة لأنني استطعت توضيح الأمور لك |
Çok yoğun. Her zaman yoğun. Biraz uzaklaştığım için mutluyum. | Open Subtitles | مشغولة دائما , دائما مشغولة سعيدة لأنني ابتعدت |
Ji Hyun olarak iflas meselesini halledebildiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني ساعدت في حل مشكلة الإفلاس |
Evet ama garip bir şekilde bunu yaptığım için mutluyum. Kendimi daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | نعم, ولكنني رغم غرابة الأمر أشعر بأني سعيدة لأنني قمت بذلك, أشعر بتحسن بشكل أو بآخر |
Ekip için fedakârlıkta bulunduğum için mutluyum ama onu başka birine yönlendirirseniz çok sevinirim. | Open Subtitles | حسنا، أنا سعيدة لأنني تحملت واحدة من أجل الفريق، لكنني سأقدر إن قمت بتوجيهه |
Oh, güzel, bir kısmını sana sakladığım için mutluyum. | Open Subtitles | أوه.. جيد ، حسناً أنا سعيدة لأنني أحتفظت ببعض منه لك |
Onu asla affedemeyeceğimi düşünmüştüm ama affettiğim için mutluyum. | Open Subtitles | و ظننتُ بأنني لن أغفر لها لكنني سعيدة لأنني فعلت. |
Sanırım ne yaptığımı fark ettiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أعتقد بانني سعيدة لأنني إكتشفت ذلك |
İşimi değiştirdiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني غيرت عملي |
Şey, ben de Natsuru-san'la karşılaştığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني قابلتك أيضاً |
Beklediğim için mutluyum. | Open Subtitles | انا سعيدة لأنني معك |
- Geldiğim için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني أتيت |
Sizinle karşılaştığım için memnun oldum. | Open Subtitles | حسنًا، أنا سعيدة لأنني إلتقيتُ بك الأن. |
Ayak altında olmadığım için memnun olacaktır muhtemelen. | Open Subtitles | على الأرجح ستكون سعيدة لأنني لستُ ميتاً |
Eğitimine özen gösterdiğim için memnunum. | Open Subtitles | بل سعيدة لأنني استطعت أن أقوم بتعليمها |
Cyril'ın ellerindeki acılı ölümünü gördüm, ve "Güzel, bunu izlediğim için memnunum" diye düşündüm. | Open Subtitles | و الطريقَة المُريعَة التي ماتَ فيها على يدي (سيريل) و فكرت، جيد، أنا سعيدة لأنني هُنا لأُشاهِد |
İşe uçmuş vaziyette gelmeyi bıraktığıma seviniyorum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنني كففت عن المجيء إلى العمل وأنا مسطوله |