ويكيبيديا

    "سعيدًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • mutlu
        
    • memnun
        
    • mutluydum
        
    • mutluluk
        
    • mutlusundur
        
    • mutluyum
        
    • memnuniyet
        
    • Bol
        
    • hoşnut
        
    • seve seve
        
    • sevinirsin
        
    • mutlusun
        
    • mutluydun
        
    • sevinmeyecek
        
    • sevinmemiştim
        
    Fez, sadece benimle olduğun kadar hiçbir zaman mutlu olamayacağını söylemek istiyorum. Open Subtitles ..فيز, أود القول أنك لن تكون سعيدًا مُطلقًا كما كُنت سعيدًا معي
    İşte bu komada olduğuma mutlu olduğum nadir anlardan biri. Open Subtitles هذه واحدة من اللحظات التي أكون فيها سعيدًا لكوني بغيبوبة
    Onunla birlikte, bir daha mutlu olma ihtimalimin olduğu tek yer orası. Open Subtitles إنّهُ المكانُ الوحيد الّذي لديّ فيه أمل أن أكون سعيدًا مجدّدًا. معـــها.
    İlk bebek bakıcısı olan ablalarından birinin üzerine biniyor ve bu durumdan hiç memnun değil. Open Subtitles ،يُؤتى بأول جليسة له إحدى أخواته الكُبريات وهو ليس سعيدًا
    mutlu edici şeyler olduğunu bu yüzden de kutlamak istediğini söyledi. Open Subtitles لقد قال أنَ شيئًا ما جعله سعيدًا .وهو يريد الإحتفال بذلك
    Çok yakın bir zaman önce mutlu olduğum görkemli bir an hatırlıyorum. Open Subtitles حسنًا، يمكنني تذكر وقت مجيد منذ فترة قصيرة، حينما كنت سعيدًا للغاية
    Bunlar sizin kategorileriniz, ama bunların sizi çok mutlu etmesine izin vermeyin. TED وتلك هي فئاتك، لكن لا تسمح لهم ليجعلوك سعيدًا للغاية.
    Yıllar içerisinde hapishane sistemi, ülke ve toplum olarak bu konuda çok başarılı olduk, ama bu bizi mutlu etmemeli. TED عبر السنين، كنظام سجن، كشعب، وكأمة أصبحنا جيدين جدًا في ذلك، لكن هذا لا ينبغي أن يجعلك سعيدًا.
    Çıkacak Cuddly'nin 6 yaşındaki oğlunuzu olabildiğine mutlu edeceği kesin. TED من المؤكد أن مخلوق الكدلي الذي سيفقص سيجعل ولدك الصغير سعيدًا للغاية.
    İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam kendimi mutlu edebileceğimdi. 6-7 kilo ver, biraz daha fazla yoga yap böylece mutlu olursun. TED الكذبة الثانية هي أني قادر على إسعاد نفسي، وأنني إذا حققت انتصارًا آخر، كأن أفقد 15 باوند أو أمارس القليل من اليوغا، فسأكون سعيدًا.
    Eğer onlar mutlularsa siz de mutlu hissetmelisiniz. TED إن كانوا سعداء، يتعين عليك أن تكون سعيدًا.
    İki ay sonra belediye binasında yapılan düğün sade bir törenle, mutlu bir şekilde gerçekleştirildi. Open Subtitles الزفاف و الذي كان بسيطًا و حدث في قاعة المدينة شهرين لاحقًا كان حدثًا سعيدًا
    Ey tüm aşıklar, yalnız tek bir aşık ağzın sessizce mutlu olmayı vaadetti. Open Subtitles أيها المحبوب من الجميع محبوب من واحد فقط فمك وعد بصمت أن يكون سعيدًا
    Seninle daha mutlu olacağımı nereden bilebilirim k? Open Subtitles لكن كيف لي أن أعرف إن كنت سأكون سعيدًا معك؟
    "Hayaları" için birkaç tane dişini verse çok mutlu olurum şahsen. Open Subtitles سأكون سعيدًا لو استبدل رجولته ببعض الأسنان
    Evet ama çok azı bunun mutlu bir evlilik olduğunu düşündü. Open Subtitles أجل، ولكن هل تستطيع القول أنه كان زواجًا سعيدًا
    Şu anda beni gerçekten mutlu edebilen tek bir şey var. Open Subtitles في هذه اللحظة هناك شيء واحد فقط يجعلني سعيدًا
    Size yolu tarif etmekten memnun olurum ancak önce benim arabama gelmeniz gerekiyor. Open Subtitles سأكون سعيدًا بإعطائكِ الإرشادات ولكنني سأحتاجك منكِ الدخول لسيارتي أولًا
    mutluydum, çünkü bu çocuklar Scratch'i tam da bizim istediğimiz şekilde kullanıyorlardı. TED كنت سعيدًا لأن هؤلاء الأطفال كانوا يستخدمون سكراتش بالضبط كما كنا نأمل.
    Kartona çok değer veriyordu. Bana göstermekten mutluluk duyuyordu. TED كان يعتز بهذا كثيرًا. كان سعيدًا حينما أراني إياها.
    Şimdi de senin yüzünden bizden uzaktalar. Umarım mutlusundur. Open Subtitles والآ، أبعدتهم عنّا أتمنى أنك سعيدًا
    Ben mutluyum. Biri size mutlu olmadığımı mı söyledi? Open Subtitles إنّني سعيد، أأخبركم شخصًا إنّني لست سعيدًا.
    Tavsiyenize uyduğumu söylersem memnuniyet duyarsınız sanırım. Open Subtitles ستكون سعيدًا إذا علمتَ بأنّي أخذت نصيحتك
    Oğlunla sana Bol şans. İhtiyacı olacak. Open Subtitles حظًا سعيدًا مع ابنك سيكون بحاجة ليتعلم استخدام سيف
    Belki bilimsel bir ateistsiniz ya da bilimsel olmayan bir ateistsinizdir ve Tanrı'ya inanmıyorsunuzdur. Bu durumdan da hoşnut değilsinizdir. TED قد تكون عالم ملحد أو ملحد غير علمي، و لا تؤمن بالله، ولست سعيدًا بهذا الأمر.
    Eminim bu beyefendi seve seve parasını ödeyecektir. Değil mi? Open Subtitles مُتأكّد أنّ هذا الرجل سيكون سعيدًا لدفع ثمنها، أليس كذلك؟
    Bir başkasının da benim arkamdan çalmaya çalıştığını duyunca sevinirsin. Open Subtitles سوف تكون سعيدًا لسماع أن هناك أحد يحاول أن يسرقه منّي
    Kendi kendine mutlusun sanıyordum. Open Subtitles لقد قلت أنك كنت سعيدًا عندما لممت شمل نفسك
    Her şey yolunda gittiği için o kadar mutluydun ki, ben de... Open Subtitles كنتَ سعيدًا أنّ الأمورَ تسريعلىما يُرام،و...
    Bart sizi gördüğüne sevinmeyecek, bayım. Open Subtitles (بارت) لن يكون سعيدًا برؤيتك يا سيد
    Tanrı'nın unuttuğu bu bok çukurundan ayrıldığıma hiç bu kadar sevinmemiştim. Open Subtitles لم أعتقد أبدًا أنني سأكون سعيدًا برؤية مؤخرة تلك البالوعة اللعينة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد