Fez, sadece benimle olduğun kadar hiçbir zaman mutlu olamayacağını söylemek istiyorum. | Open Subtitles | ..فيز, أود القول أنك لن تكون سعيدًا مُطلقًا كما كُنت سعيدًا معي |
İşte bu komada olduğuma mutlu olduğum nadir anlardan biri. | Open Subtitles | هذه واحدة من اللحظات التي أكون فيها سعيدًا لكوني بغيبوبة |
Onunla birlikte, bir daha mutlu olma ihtimalimin olduğu tek yer orası. | Open Subtitles | إنّهُ المكانُ الوحيد الّذي لديّ فيه أمل أن أكون سعيدًا مجدّدًا. معـــها. |
İlk bebek bakıcısı olan ablalarından birinin üzerine biniyor ve bu durumdan hiç memnun değil. | Open Subtitles | ،يُؤتى بأول جليسة له إحدى أخواته الكُبريات وهو ليس سعيدًا |
mutlu edici şeyler olduğunu bu yüzden de kutlamak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنَ شيئًا ما جعله سعيدًا .وهو يريد الإحتفال بذلك |
Çok yakın bir zaman önce mutlu olduğum görkemli bir an hatırlıyorum. | Open Subtitles | حسنًا، يمكنني تذكر وقت مجيد منذ فترة قصيرة، حينما كنت سعيدًا للغاية |
Bunlar sizin kategorileriniz, ama bunların sizi çok mutlu etmesine izin vermeyin. | TED | وتلك هي فئاتك، لكن لا تسمح لهم ليجعلوك سعيدًا للغاية. |
Yıllar içerisinde hapishane sistemi, ülke ve toplum olarak bu konuda çok başarılı olduk, ama bu bizi mutlu etmemeli. | TED | عبر السنين، كنظام سجن، كشعب، وكأمة أصبحنا جيدين جدًا في ذلك، لكن هذا لا ينبغي أن يجعلك سعيدًا. |
Çıkacak Cuddly'nin 6 yaşındaki oğlunuzu olabildiğine mutlu edeceği kesin. | TED | من المؤكد أن مخلوق الكدلي الذي سيفقص سيجعل ولدك الصغير سعيدًا للغاية. |
İkinci yalan ise eğer bir zafer daha kazanırsam kendimi mutlu edebileceğimdi. 6-7 kilo ver, biraz daha fazla yoga yap böylece mutlu olursun. | TED | الكذبة الثانية هي أني قادر على إسعاد نفسي، وأنني إذا حققت انتصارًا آخر، كأن أفقد 15 باوند أو أمارس القليل من اليوغا، فسأكون سعيدًا. |
Eğer onlar mutlularsa siz de mutlu hissetmelisiniz. | TED | إن كانوا سعداء، يتعين عليك أن تكون سعيدًا. |
İki ay sonra belediye binasında yapılan düğün sade bir törenle, mutlu bir şekilde gerçekleştirildi. | Open Subtitles | الزفاف و الذي كان بسيطًا و حدث في قاعة المدينة شهرين لاحقًا كان حدثًا سعيدًا |
Ey tüm aşıklar, yalnız tek bir aşık ağzın sessizce mutlu olmayı vaadetti. | Open Subtitles | أيها المحبوب من الجميع محبوب من واحد فقط فمك وعد بصمت أن يكون سعيدًا |
Seninle daha mutlu olacağımı nereden bilebilirim k? | Open Subtitles | لكن كيف لي أن أعرف إن كنت سأكون سعيدًا معك؟ |
"Hayaları" için birkaç tane dişini verse çok mutlu olurum şahsen. | Open Subtitles | سأكون سعيدًا لو استبدل رجولته ببعض الأسنان |
Evet ama çok azı bunun mutlu bir evlilik olduğunu düşündü. | Open Subtitles | أجل، ولكن هل تستطيع القول أنه كان زواجًا سعيدًا |
Şu anda beni gerçekten mutlu edebilen tek bir şey var. | Open Subtitles | في هذه اللحظة هناك شيء واحد فقط يجعلني سعيدًا |
Size yolu tarif etmekten memnun olurum ancak önce benim arabama gelmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | سأكون سعيدًا بإعطائكِ الإرشادات ولكنني سأحتاجك منكِ الدخول لسيارتي أولًا |
mutluydum, çünkü bu çocuklar Scratch'i tam da bizim istediğimiz şekilde kullanıyorlardı. | TED | كنت سعيدًا لأن هؤلاء الأطفال كانوا يستخدمون سكراتش بالضبط كما كنا نأمل. |
Kartona çok değer veriyordu. Bana göstermekten mutluluk duyuyordu. | TED | كان يعتز بهذا كثيرًا. كان سعيدًا حينما أراني إياها. |
Şimdi de senin yüzünden bizden uzaktalar. Umarım mutlusundur. | Open Subtitles | والآ، أبعدتهم عنّا أتمنى أنك سعيدًا |
Ben mutluyum. Biri size mutlu olmadığımı mı söyledi? | Open Subtitles | إنّني سعيد، أأخبركم شخصًا إنّني لست سعيدًا. |
Tavsiyenize uyduğumu söylersem memnuniyet duyarsınız sanırım. | Open Subtitles | ستكون سعيدًا إذا علمتَ بأنّي أخذت نصيحتك |
Oğlunla sana Bol şans. İhtiyacı olacak. | Open Subtitles | حظًا سعيدًا مع ابنك سيكون بحاجة ليتعلم استخدام سيف |
Belki bilimsel bir ateistsiniz ya da bilimsel olmayan bir ateistsinizdir ve Tanrı'ya inanmıyorsunuzdur. Bu durumdan da hoşnut değilsinizdir. | TED | قد تكون عالم ملحد أو ملحد غير علمي، و لا تؤمن بالله، ولست سعيدًا بهذا الأمر. |
Eminim bu beyefendi seve seve parasını ödeyecektir. Değil mi? | Open Subtitles | مُتأكّد أنّ هذا الرجل سيكون سعيدًا لدفع ثمنها، أليس كذلك؟ |
Bir başkasının da benim arkamdan çalmaya çalıştığını duyunca sevinirsin. | Open Subtitles | سوف تكون سعيدًا لسماع أن هناك أحد يحاول أن يسرقه منّي |
Kendi kendine mutlusun sanıyordum. | Open Subtitles | لقد قلت أنك كنت سعيدًا عندما لممت شمل نفسك |
Her şey yolunda gittiği için o kadar mutluydun ki, ben de... | Open Subtitles | كنتَ سعيدًا أنّ الأمورَ تسريعلىما يُرام،و... |
Bart sizi gördüğüne sevinmeyecek, bayım. | Open Subtitles | (بارت) لن يكون سعيدًا برؤيتك يا سيد |
Tanrı'nın unuttuğu bu bok çukurundan ayrıldığıma hiç bu kadar sevinmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبدًا أنني سأكون سعيدًا برؤية مؤخرة تلك البالوعة اللعينة. |