ويكيبيديا

    "سلاحا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • silah
        
    • silahı
        
    • silahın
        
    • Silahım
        
    • silahlı
        
    • silahtı
        
    • silahları
        
    Bir silah alın, ayağınıza ateş edin ve eve dönün. Open Subtitles إحمل سلاحا و أطلق النار على قدمك و عد للوطن
    Tanrı'nın bir hizmetkarı çeşme suyunu kutsayıp bir silah yapabilir. Open Subtitles خادم الرب يمكنه أن يبارك ماء الحنفيه و يجعله سلاحا
    Böyle tehlikeli bir silah bulunduran herkesi... sorgulayamaya hakkımız var. Open Subtitles و لنا كل الحق فى مساءلة رجل يخفى سلاحا خطيرا
    Professor Lindt ile beraber öyle bir savunma silahı yapacağız ki tüm eee... nükleer saldırı silahları etkisiz kalacak ve bu arada nükleer savaş tehdidi de ortadan kalkacaktır. Open Subtitles وبالتعاون مع بروفيسير ليندت, سوف نُنتج سلاحا دفاعيا والذى سيجعل جميع الأسلحة النووية الهجومية
    Neden silah taşıyan sizler her zaman kovboylar gibi konuşursunuz? Open Subtitles لأن الرجل الذى يحمل سلاحا يبدو دائما مثل رعاة البقر
    Gerçekten böyle düşünseydim, bir silah alır ikimizi de öldürürdüm. Open Subtitles إذا حقاً أعتقدت ذلك سأحضر سلاحا بالحال وأقتلك وأقتل نفسي
    silah ya da dinleme cihazı taşımadığından emin olmalıyım ne yani olamaz mıyım? Open Subtitles علي التأكد من أنك لا تملكين سلاحا أو سلكاً , قومي بذلك ؟
    Bu yüzden, söylediğim gibi, bu virüs bir silah olamaz. Open Subtitles بسبب هذا، قيل بأنّ الفيروس لا يمكن أن يكون سلاحا.
    Burada bir silah olmalı. Terk edilmiş bir benzinlikteyiz. silahları olmalı. Open Subtitles لابد وان يكون هناك سلاحا كلهم لديهم بندقية في مكان كهذا
    Eğer bir adam silah çekerse... içeride ilk kapıda şikayette bulunursunuz. Open Subtitles إن رفع رجل سلاحا بوجهك، فإنك ترفع شكوى بالداخل، الطابق الأول.
    Ayrıca hiç kimsenin de kokpite girmemesi ya da uçaktaki elektronik sistemleri kırmaması ya da uçağa silah getirmemesi gerekiyordu. Open Subtitles ولم يكن من المفترض لأحدكم الوصول إلى حجرة القيادة أو اختراق النظام او احضار أشخاص يحملون سلاحا ليخربوا كل هذا
    - Ve kesikler saldırganın bir tür silah kullandığını gösteriyor. Open Subtitles وتشير الجروح أنّ المعتدي كان يحمل سلاحا من نوع ما.
    Tam olarak silah sayılmaz ama seni bir silaha dönüştürebilir. Open Subtitles اوه،إنه ليس سلاحا بالضبط لكنه قادر على جعلك تصبحين سلاحا
    Dünyada herkesten çok sevdiğim adam kafama bir silah dayadı ve beni öldürmekle tehdit etti, hatırlayabileceğimden daha fazla kez. TED الرجل الذي أحبتته أكثر من أي شخص على الأرض حمل سلاحا عند رأسي وهدد بقتلي أكثر من المرات التي أستطيع تذكرها.
    Leslie'yi yalnız bıraktığım zaman elinde bir silah varsa daima daha güvenli hissederim. Open Subtitles عندما اترك ليزلى بمفردها دائما اشعر بالأمان اكثر لو تركت عندها سلاحا تحت يدها
    - Sırf silah taşıyordum diye... - Hayır, silah değil. Open Subtitles فقط لانني كنت احمل سلاحا كلا انه ليس السلاح
    Baban sana hiç boş silahı kullanmayacağını hiç söylemedi mi? Open Subtitles ألم يقل لك أباك ألا تترك أبدا سلاحا محضوا في البيت
    Jacobs'ın elinde. silahı da yok. Gidelim. Open Subtitles جايكوب يحتزها , وهي لا تحمل سلاحا دعونا نذهب
    Bir silahın bana doğrultulduğunu gördüm. Maytap sesi gibi bir şey duydum. Open Subtitles فرأيت سلاحا مصوّباً تجاهي، سمعتُ مايشبه أصوات مفرقعات نارية
    Rakibim gibi kimseyi vurmadım ve Silahım da olmadığı için nasıl yapılacağını da bilmiyorum. Open Subtitles ولم اطلق علي احد ان لم يكن خصمي وبما انني لا املك سلاحا فلا اري كيف افعل
    silahlı bir manyağı kovaladın. Open Subtitles لقد طاردت رجلا مجنونا يحمل سلاحا.
    Bir zamanlar Glaive çok güçlü bir silahtı. Open Subtitles ذات مره , الجليف كان سلاحا قوي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد