Ama minnettarlığımı göstermek için, sana yeni bir silah getirdim. | Open Subtitles | . لكن لأوضح أمتنانى لك , جلبت لك سلاح جديد |
Bu yeni bir silah efendim. | Open Subtitles | إنه سلاح جديد سيدي الرئيس، استثنائي فهو يكون نقط شمسية التي تلقي اشعاعات كهرومغناكيسية |
O telgrafta yeni bir silah yaratmak üzere olduğunu iddia etmiş aklında tek bir hedefle. | Open Subtitles | وتلك البرقية كانت تتحدث عن إنتاج سلاح جديد لتدمير هدف وحيد |
Biliyorum ama yeni silah tasarlamanın tek nedeninin daha iyi adam öldürmek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعلم بأن السبب الوحيد لتصميم سلاح جديد هو لطريقة أفضل لقتل الآخرين |
Bu hafta aklınızı alacak yeni bir silahımız daha var. | Open Subtitles | و هذا الإسبوع لدينا سلاح جديد . سيدمر عقولكم |
Kendi tasarımım olan yeni bir silahı deniyoruz. | Open Subtitles | نحن بصدد اختبار سلاح جديد من تصميمى الخاص |
- Gördüm iğrençti. Yeni bir silahın vardı galiba. | Open Subtitles | لقد رأيته إنه مقرف هل أشعر أن هذا سلاح جديد ؟ |
Yani, Donanma yeni bir silah geliştirmek için havayı kontrol ediyor. | Open Subtitles | إذاً فإن البحرية تتحكم بالطقس من أجل تطوير سلاح جديد |
biri sadece yeni bir silah kullandı ve bu silah geri kutuya girmeyecek. | Open Subtitles | شخص ما إستخدم سلاح جديد للتو وهذا السلاح لا يمكن إخفاؤه ببساطة |
Tek bildiğimiz, onu yeni bir silah yapmaya zorladıkları. | Open Subtitles | فقط هم يجبرونه علي بناء سلاح جديد |
yeni bir silah için kullanılması için tasarlanmıştı. | Open Subtitles | جرب مع خبرات عديده من أجل صنع سلاح جديد |
Amerikan hükümetinin 2 milyar dolar harcamasını istiyordu, ama yeni bir silah için değil, her Rus vatandaşı için iyi yapılmış iki çift ayakkabı satın almak için. | Open Subtitles | أراد من الحكومة الأمريكيّة إنفاق ملياري دولار, لكن ليس على سلاح جديد, بل لشراء زوج من الأحذية الجيّدة الصنع لكلّ مواطن روسيّ. |
Bu bizim için harika yeni bir silah olabilir. | Open Subtitles | يمكن ان يكون هذا سلاح جديد لنا |
Dört yıllık muharebeden sonra İngilizler dengeyi bozacak yeni bir silah icat ederler. | Open Subtitles | "بعد 4 سنين من القتال اخترع البريطانيون سلاح جديد للخروج من المآزق." |
yeni silah. | Open Subtitles | سلاح جديد |
İşte, yeni silah bu. | Open Subtitles | إنه سلاح جديد |
Bu demek oluyor ki gelişmekte olan sanal savaş alanı için yeni bir silahımız var ama hepimiz için şu anlama geliyor sanal mühendisler acil bir durumda saldırıya cevap verecek ilk kişiler olacak. | TED | هذا يعني لدينا سلاح جديد على المسرح المتطور للحرب السيبرانية، ولنا جميعا أن المهندسين السيبرانيين بإمكانهم أن يكونوا أول خط دفاع خلال المواقف الخطيرة. |
Dirençli bakterilere karşı savaşımızda tamamen yeni bir silahımız olmasından çok mutlu oluyum, üstelik pahalı olmayan bir silah. | TED | أنا مسرور جدًا أن لدينا الآن سلاح جديد تمامًا، وأود القول أنه سلاح غير مكلف، في حربنا ضد "البكتيريا المقاومة للعقاقير". |
R ve D'nin Vatanseveri alt edebilecek yeni bir silahı olduğu söylendi bana. | Open Subtitles | لقد تم إخباري بأن قسم الأبحاث لديه سلاح جديد شيء قادر على القضاء (على (الوطني |
Yeni bir silahın var. | Open Subtitles | تستعمل سلاح جديد |