| İçimize girip istediğini yapmasına izin verdin ve bu aptallığın yüzünden bizim olacak petrol onun oldu. | Open Subtitles | سمحتَ بمجيئه والقيام بعمله هنا وأنت رجل غبيّ لما كان يمكننا الحصول عليه |
| Bir de ilaçlarla morfin karisti ya. Arabayi kullanmama nasil izin verdin, anlayamiyorum. | Open Subtitles | والحبوب المخلوطة بالمورفين لا أصدّق أنّكَ سمحتَ لي بالقيادة إلى هنا |
| Test yapmamıza izin verseydin, tedaviden vazgeçebilirdik ya da yalan söylemeyi de bırakabilirsin. | Open Subtitles | لو سمحتَ لنا بإجراءِ الفحص، لتوقّفنا عن علاجك أو يمكنكَ التوقُّفُ عن الكذب |
| Eğer yahni yapmama izin verirsen alırım. | Open Subtitles | إنني لن آخذه إلا إذا سمحتَ لي بأن أصنع يخنة منه |
| Sen onun bizi mahvetmesine izin verdikten sonra diyecektin herhalde. | Open Subtitles | أتقصد بعدما سمحتَ لها بتدميرنا؟ |
| Kafanızın içine girmesine izin verirseniz her hırsız kadar tehlikelidir. | Open Subtitles | و خطرةٌ هي كما اللصوص لو سمحتَ لها بالعبث بعقلكَ |
| Madem bu kadar korkunç olduğunu düşünüyordun neden seni avucunun içine almasına izin verdin? | Open Subtitles | إن كنتَ تراها مخيفةً لهذه الدرجة... كيف سمحتَ لنفسكَ أن تخضع لسيطرتها؟ |
| Neden odanı kullanmalarına izin verdin? | Open Subtitles | لمّ سمحتَ لهم بإستخدام غرفتك ؟ |
| Benimle alay edebilmek için mi içeri girmeme izin verdin? | Open Subtitles | سمحتَ لي بالدخول فقط للاستهزاء بي؟ |
| Ne kadar kalmasına izin verdin? | Open Subtitles | كم يوماً سمحتَ له بالمكوث هنا ؟ |
| Bir leydinin incinmesine izin verdin, aptal aşçı! | Open Subtitles | سمحتَ لآنسةٍ بأن تتأذّى، أيّها الطّاهي السيّء... |
| Ve sen de buna izin verdin? | Open Subtitles | وأنتَ سمحتَ له ؟ |
| Ve benim lanet olası amına koyduğum gazete dağıtma işime izin verseydin burada olmayacaktım. | Open Subtitles | و لَم أكُن موجوداً هُنا لو سمحتَ لي باتخاذ عمَلٍ شريف |
| Eğer tekrar böyle birşey yapmasına izin verirsen aptal bir şapkayla ziyaretçilere hükümet binasını gezdirirsin. | Open Subtitles | إن سمحتَ له بفعل هذه الأمور مجدداً فستقوم بإرشاد الزوّار في مبنى حكومي مرتدياً قبعة سخيفة |
| Bak, kabalık etmek istemem, ama bir toplantıya yetişmem lazım o yüzden izin verirsen... | Open Subtitles | انظر، إنّي لا أقصد التصرّف بفظاظة، لكنّي متأخرٌ عن جلسة، هلاّ سمحتَ ليّ. |
| Ama sen izin verirsen bu yükünü azaltabilirim. | Open Subtitles | ،لو سمحتَ لي فبوسعي المساعدة في تقليل حملك |
| Sen onun bizi mahvetmesine izin verdikten sonra diyecektin herhalde. | Open Subtitles | أتقصد بعدما سمحتَ لها بتدميرنا؟ |
| Bu adamın üzerinde yaratabileceğim mucizeleri size göstermeme izin verirseniz hayal kırıklığına uğramazsınız. | Open Subtitles | لو سمحتَ ليّ أنّ أريك ما يمكنني صنعه من عجائب ، فلن يخيب أملكَ. |