| Boone korkmuştu, ben de yatağıma girmesine izin verdim çünkü o benim kankam. | Open Subtitles | لقد كان يون خائفاً لذا سمحت له بأن ينام على سريى لإنه أخى |
| Üzerimde karaciğer ve CAT taraması yapmasına izin verdim. | Open Subtitles | لقد سمحت له بأن يقوم على مسح الكبد و الطحال لي حتى الأشعة المقطعية |
| Ama bunu fark ettikten sonra bile, gemide XO olarak kalmasına izin verdin. | Open Subtitles | , وحتًى حينما أكتشفت ذلك سمحت له بالإستمرار كضابط تنفيذي |
| Pencereden kaçmasına izin verdin. Bundan daha iyi değil misin? | Open Subtitles | .أنت سمحت له بالهروب عبر النافذة ألم يمكنك أن تتصرف بشكل أفضل؟ |
| Ve sen de onu anlaşılmış hareket zincirinden ayrılmasına izin mi verdin? | Open Subtitles | و هكذا سمحت له بالخروج عن نظام التحرك المتفق عليه؟ |
| Yani diyorsun ki bu adam... sen Ona izin verdikten sonra seninle belli şeyler yaptı ve... herhangi bir finansal karşılıkta bulunmayı reddetti öyle mi? | Open Subtitles | الأن أنت تقولين أن هذا الرجل بعد أن سمحت له أن يفعل أشياء معينة معك رفض أن يظهر أي تقدير مادي |
| Dışişleri tıbbi tedavi için Amerika'ya gelmesine izin verdi. | Open Subtitles | إلى نوبة قلبية ولقد سمحت له الخارجية بالدخول إلى أمريكا |
| Ve biliyorum ki izin verirsen, sana da biraz sihir getirecektir. | Open Subtitles | وأعرف بأنك إن سمحت له فسيجلب السحر لك أيضاً |
| Bir gece beni evime bırakmasına izin verdim, onunla gideceğimi sanmıyordum eğer Bay Hart ve ben, o sabah kavga etmemiş olsaydık. | Open Subtitles | حين سمحت له بمصاحبتي للمنزل ذات ليلة أيمكنك تذكر ما حدث ليلة الرابع عشر من يونيو ؟ |
| Jack'in canı sıkıldı, biraz eğleniyordu. Bak, bana da yapıştırmasına izin verdim. | Open Subtitles | جاك حصل على البندق ، يحظى ببعض من المرح انظري ، أنا أيضا سمحت له بوضع واحدة علي |
| Foss güvenebileceğim tek kişinin kendisi olduğuna inandırdı ve ben de yaşamıma kurallar koymasına izin verdim. | Open Subtitles | لقد وضحت لي من فوز عندما قال هو الوحيد الذي اثق به ولقد سمحت له بوضع القوانين |
| Josh binmek için yalvardı, bende benimle oturmasına izin verdim. | Open Subtitles | جوش كان يستجدى الركوب ، ولذلك سمحت له أن يجلس معي |
| Küp testini alışılmadık bir şekilde geçmesine izin verdin. | Open Subtitles | سمحت له باجتياز اختبار المكعبات بطريقة غير تقليدية بالمرة |
| Gitmesine nasıl izin verdin? | Open Subtitles | كنت بجانبه كيف سمحت له بالابتعاد؟ |
| Hayır, Carl sen izin verdin zaten! | Open Subtitles | لا يا كارل فأنت سمحت له بالهروب |
| Tam tersinin doğru olduğunu bilirken buna inanmasına izin mi verdin? | Open Subtitles | سمحت له بالإيمان بذلك رغم علمك بأن الأمر خلاف ذلك. |
| Declan'ın seni öpmesi mi yoksa Ona izin vermen mi? | Open Subtitles | حقيقة أن ديكلان قبلك أم كونك سمحت له بذلك |
| Bu adamlar casusun kaçmasına izin verdi ama onu içeri alan da sensin. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال سمحوا للجاسوس بالهرب أنت سمحت له بالوُلوج بيننا دفاعاتِك تفتقر للحرص الشديد |
| Bunu yapmasına izin verirsen bu dünyadan gitmiş olacağım. | Open Subtitles | سوف اذهب من هذا العالم اذا سمحت له بالاستكمال |
| XO olarak kalmasına izin verdiniz, değil mi? | Open Subtitles | فانت سمحت له بان يظل نائب القائد, الم تفعل؟ |
| Boyun eğdim. Büyük Gözler tablolarını kendine mal etmesine müsaade ettim. | Open Subtitles | لقد رضخت له, أنا سمحت له بأن يأخذ الفضل للوحات الأعين الكبيرة |
| Bu gemide hayatta ve tutuklu kalmasına izin verdiğim zaman zarfında bütün filonun dağılıp, savunmasız kalmasını sağladı. | Open Subtitles | خلال الوقت الذي سمحت له ان يبقي حيا ويصبح اسيرا بهذه السفية تسبب لاسطولنا الكامل ان ينتشر بعيدا عن الدفاعات |
| Eğer beni görmesine izin verseydim, o kız sonsuza kadar yok olacaktı. | Open Subtitles | إذا سمحت له برؤيتي الآن، صورة البنت ستذهب للأبد |
| Çok utandım, buna izin verdiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | هذا محرج جداً، لا أصدق أنني سمحت له بهذا |
| Sana Genii hapishanesinden kaçarken yardım etmiş ve ödül olarak yaşamasına izin vermişsin. | Open Subtitles | لقد ساعدك فى الهروب من سجن الجيناى و على سبيل المكافأة ، سمحت له أن يظل حيا |