Her neyse, Duyduğuma göre zamanın bolmuş ve yardımına ihtiyacımız olabilir. | Open Subtitles | بأية حال، سمعت أنكِ متفرغة بعض الشئ وقد نستفيد من مساعدتكِ |
- ...Duyduğuma göre konuşmam gereken kişi senmişsin. | Open Subtitles | وقد سمعت أنكِ الشخص الذي يجب أن أتحدث معه إن أردت أن أجتاز هذا |
Bu işte benim kadar iyi, becerikli ve heyecanlı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ جيدة، وقادرة ومتحمسة لهذا العمل مثلي، إن لم يكن أكثر. |
Hey, gelinliğini aldın diye duydum. Nasıl birşey, resimleri var mı? | Open Subtitles | سمعت أنكِ أحضرت فستان زفاف أمعك صور له؟ |
Geçen gün hastanede şüphelimizi ziyaret ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ زرتِ مشتبهنا اليوم التالي في المستشفى |
Lise aşıkları olduğunuzu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ كنتِ ملكة جمال المدرسه الثانويه |
Misafir odasında karyola hazırlatmıştım ama senin geldiğini duyunca onları otele gönderdim. | Open Subtitles | جهزت لهما غرفة الضيوف لكن عندما سمعت أنكِ قادمة، أرسلتهم إلى فندق |
Geç bir giriş olduğunu duymuştum. Sen yeni kız olmalısın? | Open Subtitles | سمعت أنكِ أتيت متأخرة لذا فأنتِ الفتاة الجديدة ؟ |
- Ne? Duyduğuma göre Jake Taylor'la çıkıyormuşsun. Bu doğru mu? | Open Subtitles | لقد سمعت أنكِ تواعدين جايك تايلور هل هذا حقيقى ؟ |
Bu sezon oynayamazsanız, sponsorunuzu kaybedecekmişsiniz Duyduğuma göre. | Open Subtitles | سمعت أنكِ إن لم تحصلي على نتيجة جيدة هذا الموسم، ستفقدين مدعميكِ. |
Bu arada Duyduğuma göre hâlâ erik likörü yapıyormuşsunuz? | Open Subtitles | صحيح، سمعت أنكِ لا تزالين تصنعين الأميشو |
Orada değildim, ama Duyduğuma göre göz alıcıymışsın. | Open Subtitles | لم أكن هناك لكن سمعت أنكِ كنتِ باهرة |
Duyduğuma göre iyi bir pilotmuşsun. | Open Subtitles | أعنى أننى قد سمعت أنكِ طيار بارع الآن |
- Duyduğuma göre bir uçak kazasıyla çok ilgiliymişsin. | Open Subtitles | -حسناً سمعت أنكِ تعرفين بشأن تحطم الطائره |
- New York'u kurtarıp kahraman olduğunu duydum. | Open Subtitles | مرحباً بعودتك سمعت أنكِ بطلةٌ نوعاً ما قمتي بإنقاذ نيويورك |
Hem iyi, hem de kötü haberlerin olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنكِ لديكِ أخبار سيئة و أخبار أكثر سوءًا |
Dün gece şehirde olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ كنتِ خارج البلدة ليلة أمس |
Porselen bebek topluyorsun diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ تجمعين الدمى الخزفية |
İyi iş. -Bu gece baya ilginç bir performans sergilemişsin diye duydum. | Open Subtitles | عمل جيد سمعت أنكِ قدمت أداء مذهل |
Anneme onu kendi kızıymışsın gibi büyüttüğü için teşekkür ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ شكرتها على تربيتها لكِ كـ طفلتها |
Lise aşıkları olduğunuzu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ كنتِ ملكة جمال المدرسه الثانويه |
Misafir odasında karyola hazırlatmıştım ama senin geldiğini duyunca onları otele gönderdim. | Open Subtitles | جهزت لهما غرفة الضيوف لكن عندما سمعت أنكِ قادمة، أرسلتهم إلى فندق |
Önceden, zor zamanların olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنكِ عانيتِ كثيراً قبل ذلك |