Gün geçtikçe daha da kötüleşiyor bir akıl hastanesine yatırılması lazım. | Open Subtitles | إنه يزداد سوءً ربما عليه الذهاب إلى مستشفى الأمراض العقلية عاجلاً |
Başlarda o kadar ciddi bir şey olduğunu düşünmemiştim ama gittikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | في البداية.. لم أعتقد بأنّ الأمر خطير، ولكنّ حالتي تزداد سوءً .. |
Babacığım her hafta sonu daha kötüye gidiyor. | Open Subtitles | أبي، الأمر يزداد سوءً هنا كل نهاية أسبوع. |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama işler daha da kötüye gidecek. | Open Subtitles | أنا اسف لأكون من اخبركِ بذلك... ...لكن سوف يزداد الأمر سوءً. |
Tam da "daha kötüsü olamaz" diyordum. | Open Subtitles | فقط حينما ظننتُ أن هذا لن يكون أكثر سوءً. |
Yapılan kazıda tarihi Roma paraları ortaya çıkınca daha da kötüleşti. | Open Subtitles | وزاد الأمور سوءً حينما إكتشفوا كنز من عملات معدنية رومانية قديمة أثناء التنقيب. |
Buna okulu da karıştırmayın... durumu daha da kötü yapıyor. | Open Subtitles | أرجوك لاتقحم نظام المدرسة في هذا الأمر فذلك سيزيده سوءً |
Ve şu kaşınma kıçımı parçalıyor. Ve gitgide kötüleşiyor. | Open Subtitles | وهذه الحكة مزقت مؤخرتي و أصبحت تزداد سوءً |
Gittikçe kötüleşiyor. Hepsi de acımasız katiller. | Open Subtitles | يزداد الوضع سوءً كل روح منهم قاتل وحشي بلا قلب |
- Kızımız gitgide kötüleşiyor. - Bana getirin. | Open Subtitles | ـ حالة ابنتنا تزداد سوءً ـ احضرها لي |
Çözüm üretmeyi düşünürken, dünyanın en büyük insanlık krizi, büyüyor ve kötüleşiyor. | Open Subtitles | رغم اتفاقيات وقف اطلاق النار و 3 قرارات للأمم المتحدة ان الازمة الانسانية الأكبر فى العالم تزداد سوءً .... |
Şunu bilmek zorundayım, eğer işler kötüye giderse reanimasyon uygulayalım mı? | Open Subtitles | أريد أن أعرف إذا حالته زادت سوءً هل يجب أن ننعشه ؟ |
Hastanın durumunun günden güne kötüye gittiği haberini iletirmisiniz ona. | Open Subtitles | ارجوك اعطيه رسالتي بخصوص المريض الأمر يزداد سوءً يوما بعد يوم اطلبي منه أن يتصل بي |
Kaldıramıyorsan git. daha da kötüye gidecek çünkü. | Open Subtitles | طالما لا يسعكَ الاحتمال فغادر، لأن هذا القتال لن يزيد إلّا سوءً. |
Fakat en kötüsü Will Stevens ve oğullarının öldürülmesiydi. | Open Subtitles | و لكن أكثر جريمة سوءً هي قتل ويل ستيفانز و أولاده |
Çünkü herkesin hayatı seninle karşılaştıkları günden itibaren giderek kötüleşti. | Open Subtitles | لأن حياة الجميع زادت سوءً يوم قابلوك |
Belki babasını terbiye etmek işleri daha da kötü yapabilir. | Open Subtitles | و ربمـا محـاولة تثقيف والده تزيد الأمـر سوءً و حسب |
Çinlilere bizi ispiyonlaman her şeyi daha da beter etti. | Open Subtitles | بدلاً من أن توشي بنا للصينيين، لقد زاد الأمور سوءً. |
Bunu olması gerekenden daha kötü bir hâle sokmayalım kardeşim. | Open Subtitles | دعنا لا نزيد الأمر سوءً عما يجب يا أخي العزيز. |
Biliyor musun bence her şey giderek daha kötü olacak sütün ve balın fiyatı, mutluluğun fiyatı öyle artacak ki, bir şeyler olacak. | Open Subtitles | أتعلمين أظن بأن الوضع سيزداد سوءً سعر الحليب والعسل، وسعر السعادة |
Hemen buraya gel yoksa durum kötüleşecek | Open Subtitles | لذا، اجلبي ذلك السلاح إلى هنا فوراً، وإلا سيزداد الأمر سوءً. |
Zaten yeterince zorluk yaşadı. Durumu daha da kötüleştiriyorsun. | Open Subtitles | لقد كانت مكروبة بالفعل وأنتِ فقط تزيدين الأمر سوءً |