Müşteriler yemek yerler, ama iş sahiplerine gelince, köpekler köpekleri yer. | Open Subtitles | الزبائن سيأكلون الطعام، لكن عندما يتعلق الأمر بكبار الطبّاخين الآخرين، إنها حرب. |
Yalnızca polenleri tüketmezler polenler bittiğinde arının genç larvalarını da yerler. | Open Subtitles | لا يستهلكون حبوب اللقاح وحسب عندما ينفذ سيأكلون يرقات النحل الصغيرة أيضاً. |
4 sayı ile umutsuzluğa düşmektense onların bir sayısını yiyecekler. | Open Subtitles | بدلا من تخلّي عن 4 مرّات التي هم سيأكلون مرة |
Şimdi birbirlerini yiyecekler ve bizim kalıntılarımızı rahat bırakacaklar. | Open Subtitles | و الآن سيأكلون بعضهم البعض و يتركون جثتنا و شأنها |
İşler sarpa sarınca o medeni geçinen insanlar birbirlerini yiyecek. | Open Subtitles | سأريك، حين يسوء الامر هؤلاء المتحضرون سيأكلون بعضهم |
Ve ilk anonsum şu, üçüncü odadaki herkes ölüleri gömmeyi düşünmeden önce yemek yiyebilir. | Open Subtitles | وتصريحي الأول، أعلن أن الجميع في عنبر ثلاثة سيأكلون قبل التفكير في دفن أي موتى |
Cidden ama. Ayaklarını sürüyerek yürüyorlar sürekli inliyorlar ve fırsat bulsalar başının etini yerler. | Open Subtitles | حقاً, انهم يمشون بالحركة البطيئة و يزمجرون كثيراً وإن سنحت لهم الفرصة سيأكلون أذنك |
Bir şeyler yerler dedim ama sadece içip sevişiyorlar. | Open Subtitles | توفعت أنهم سيأكلون شيئاً لكن لا يفعلون سو الجنس |
Bebeği çikolataya batırsan onu bile yerler ya. | Open Subtitles | سيأكلون طفلاً لو غُمس بالشوكولاته |
- Er ya da geç. Önce derisini yerler. | Open Subtitles | سيأكلون جلده أولاً. |
dişi, yumurtalarını gömdüğünde, rakunlar kokusunu alır ve... eğer yapabilirlerse hepsini yerler. | Open Subtitles | عندمّا الأنثى تضع بيضها، حيوانات "الراكون" ستشمّهم و... سيأكلون الجميع لو استطاعوا ذلك. |
Belki ayak parmaklarını yerler. | Open Subtitles | ربما سيأكلون أصابع قدميكِ |
Unutmadan... Yazarlar bu akşam bahçede yiyecekler. | Open Subtitles | صحيح، الكُتاب سيأكلون بالهواء الطلق هذه الليلة. |
Yayıncı küçük bir konuşma yapıyor sonra yiyecekler. | Open Subtitles | الناشر يلقي كلمة ومن ثمّ سيأكلون |
Yani yiyecekler, içecekler, sarhoş olacaklar. | Open Subtitles | سيأكلون ويشربون وسيكونون في حالة سكر |
Sor onlara bizi yiyecekler miymiş. | Open Subtitles | أسأليهم إذا هم سيأكلون معنا |
- Iyy... İnsanlar bu şeyi mi yiyecekler? | Open Subtitles | هل سيأكلون هذا؟ |
Kolombiya'da ölmüşlerin hayrı için yemek pişirildiğinde o yemeği yiyecek olan insanları korumak için yemekteki ölümü korkutup kaçırman gerek. | Open Subtitles | في كولومبيا، عندما تطبخ تكريما للميت ينبغي عليك اخافة الطعام حتى الموت لحمايه الشعب الذين سيأكلون هذا الطعام |
Her şeyi yiyecek gibiler. | Open Subtitles | يبدو كأنهم سيأكلون اي شي حتى بعضهم البعض |
Çocuklar meyvelerinden yiyecek! | Open Subtitles | الأطفال سيأكلون من ثمارها |
Denetçi askerler ayrı olarak yiyebilir. | Open Subtitles | مُراقبي الجنود، سيأكلون على حدة |
Bana kalsa, her gün mısır gevreği yiyip çırılçıplak dolaşırlardı. | Open Subtitles | لو أنه عائد إلي سيأكلون الحبوب كل يوم ويلبسون صناديق |