Biliyorum ki, oğlum gösterdikleri kadar kötü bir insan değildi. | Open Subtitles | و أعرف أن ابني لم يكن سيئاً كما كانوا يظهرونه |
Ortada size göründüğü kadar kötü bir durum olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن الأمر ليس سيئاً كما يبدو عليه |
Düşündüğün kadar kötü olamaz, ve kim bilir... | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون هذا سيئاً كما تعتقدين ، من يعلم |
Evet. Belki sandığın kadar kötü olmaz. | Open Subtitles | نعم ، ربما إن الأمر لن يكون سيئاً كما تتصور |
Göründüğü kadar kötü değil. Bu tarz olaylara hazırlık için tatbikatlar yapıyoruz. | Open Subtitles | الوضع ليس سيئاً كما يبدو نحن مستعدين لأمورٍ كهذه |
Cidden, göründüğü kadar kötü değil. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا يبدو الأمر سيئاً كما يبدو |
Geçin içeri! Pekala, her şeyden önce, göründüğü kadar kötü değildi. | Open Subtitles | حسناً، أولاً، لم يكن الأمر سيئاً كما كان يبدو |
...bir yandanda daha ne kadar kötü olabilir görmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم,جزءً مني يريد أن يري لكم هو سيكون الأمر سيئاً, كما تعلم؟ |
Umarım bu hissettirdiği kadar kötü görünmüyordur. | Open Subtitles | أتمنى أن لا يبدو الأمر سيئاً كما هو الحال |
Pasifikteki durum.... ...bazılarının düşündüğü kadar kötü değil. | Open Subtitles | وضعنا باختصار هو ليس سيئاً كما يظن بعض الناس |
Tamam, kabul ediyorum, bu çok kötü oldu ama durum sandığın kadar kötü değil. | Open Subtitles | أمراً سيئاً حقاً ولكنه ليس سيئاً كما تعتقد |
Ve düşündüğün kadar kötü müydü? | Open Subtitles | و هل كان الأمر سيئاً كما توقعتِه أن يكون ؟ |
Sanırım düşündüğüm kadar kötü biri değilmiş. Erkekler konusunda benden bu kadar. | Open Subtitles | اظن انهُ ليسَ سيئاً كما ظننتُ إكتفيتُ من الرجال |
Ve BlueBell kar günü eskisi kadar kötü geçmedi. Neredeyse eğer Bora Bora'yı bulmamıza. | Open Subtitles | لم يكن سيئاً كما يجب ربما سنجد بورا بورا الخاصة بنا أينما تكون |
Herkesin dediği kadar kötü olmadığını söylüyorum. | Open Subtitles | وأنا أقول فقط، أنه ليس سيئاً كما يقول عاطفية. |
Bir önceki yönetimin başarısızlığının sorumlusu olarak beni görme düşündüğün kadar kötü değil. | Open Subtitles | لا تُلقي باللوم عليّ بسبب فشل النظام السابق إن الأمر ليس سيئاً كما تظن |
Kafa yaralanmasına bağlı bir durummuş, ...ki bu kulağa geldiği kadar kötü bir durum değil. | Open Subtitles | إنهم أدخلوه العناية المركزة بسبب جروح في رأسه، والذي ليس سيئاً كما يبدو. |
Dinle, Beanie bana anlattı. Sandığın kadar kötü değil. | Open Subtitles | لقد أخبرنى " بينى" ليس الأمر سيئاً كما تفكرين |
Şimdi meraklanma. Durumumuz göründüğü kadar kötü değil. | Open Subtitles | لا تقلقي، موقفنا ليس سيئاً كما يبدو |
Belki de düşündükleri kadar kötü birşey değildir. | Open Subtitles | ربما ليس شيئاً سيئاً كما يعتقدون |