| - Teşekkür ederim, Sayın Başkan. Şunu söylememe izin verirseniz... | Open Subtitles | أشكرك يا سيادة الرئيسة واسمحي لي أن أقول.. |
| Saygısızlık etmek istemem Sayın Başkan ama ben sadece tavsiye verdim ve yapılması gereken işleri yaptım. | Open Subtitles | مع كامل الاحترام يا سيادة الرئيسة أنا قدّمت توصيات قمتُ بالترتيبات الضرورية |
| Son sözüm bu Sayın Başkan. Kararım kesin. | Open Subtitles | هذا هو موقفي يا سيادة الرئيسة ولن أتزحزح عنه |
| Bu çok ilginç bir fikir, Başkan Hanım ama böyle bir belgeyi imzalayacak yetkiyi nereden aldığını anlamıyorum. | Open Subtitles | تلك.. فكرة مثيرة للاهتمام سيادة الرئيسة لكنني لا أفهم كيف ستحصل على السلطة لتوقيع هكذا وثيقة |
| Kabul ettiğiniz için teşekkür ederim Sayın Başkan. Çok meşgul olduğunuzu biliyorum. Önemli değil. | Open Subtitles | شكراً لمقابلتي يا سيادة الرئيسة أعلم أنكِ مشغولة للغاية |
| Çizgiyi aştınız, Sayın Başkan. | Open Subtitles | لقد تعديتِ الحد يا سيادة الرئيسة |
| İltifat ediyorsunuz, Sayın Başkan. | Open Subtitles | أُقدّر هذا الإقرار سيادة الرئيسة |
| Artık konuşacak bir şeyimiz kalmadı Sayın Başkan. | Open Subtitles | لم يتبق شئ يُقال لأيٍ منا سيادة الرئيسة |
| Bir yolunu bulur, Sayın Başkan. | Open Subtitles | سوف يجد وسيلة يا سيادة الرئيسة |
| Özür dilerim Sayın Başkan... | Open Subtitles | سامحيني سيادة الرئيسة |
| Affedersiniz, Sayın Başkan. | Open Subtitles | معذرة سيادة الرئيسة |
| - Sayın Başkan... | Open Subtitles | سيادة الرئيسة.. |
| Teşekkürler, Sayın Başkan. | Open Subtitles | شكراً لك يا سيادة الرئيسة |
| Elbette, Sayın Başkan. | Open Subtitles | بالطبع يا سيادة الرئيسة |
| Hâlâ buradayım, Sayın Başkan. | Open Subtitles | لا زلت هنا يا سيادة الرئيسة |
| Çok sağolun, Sayın Başkan. | Open Subtitles | شكراً لكِ يا سيادة الرئيسة |
| Düşünüyordum da Sayın Başkan Charles Logan'ı işe katma mevzusunu. | Open Subtitles | كنت أفكر يا سيادة الرئيسة (نقاشنا حول قبول مساعدة (تشارلز لوغان |
| Böyle düşündüğünüz için üzgünüm Başkan Hanım, fakat şu da var ki; artık anlamlı ilerleme kaydedileceğine dair en ufak inancımız kalmamıştır. | Open Subtitles | أنا آسف أنكِ تشعرين على هذا النحو يا سيادة الرئيسة لكن الحقيقة تبقى أننا لم نعد واثقين من إمكانية تحقيق أي تقدم ذا مغزى |
| Söylemem, Başkan Hanım çünkü bir faydası olmaz. | Open Subtitles | لا أستطيع يا سيادة الرئيسة لأنّ ذلك لن يجلب أي خير |
| Benimle görüştüğünüz için teşekkürler Başkan Hanım. | Open Subtitles | شكراً لمقابلتي سيادة الرئيسة |
| Vicdan azabı çekmek için biraz geç oldu, bayan başkan. | Open Subtitles | تأخر الوقت على الندم يا سيادة الرئيسة |