Şu oldukça sıcak politik konuyu ele alalım pozitif ayrımcılık. | TED | دعونا نأخذ قضية سياسية واحدة ساخنة نوعًا ما، التمييز الإيجابي. |
Aniden, deneyimli politik danışmanını kovar ve kızı seçim kampanyasına dahil eder. | Open Subtitles | و فجأة، يطلق النار على مستشارة سياسية ويأخذ البنت على طريق الحملة |
Şimdi Batılılarca az bilinen güçlü bir siyasi kuruma geliyoruz: Parti'nin Organizasyon Departmanı. | TED | والأن نأتي إلى مؤسسة سياسية قوية، لا يعرفها الغربيون كثيراً: إدارة تنظيم الحزب. |
Bu değişim siyasi sistemlerle ya da ideolojiyle ilgili değil. | TED | فهذا ليس تغييرًا في أنظمة سياسية أو تغييرًا في المذهب. |
Bir avukat ya da politikacı ya da adaletsizlikle mücadele eden herhangi bir şey olmak istiyor. | TED | تريد أن تصبح محامية أو سياسية أو أي شيء يساعد على محاربة الظلم. |
Seni siyaset kurtları büyütmediği için hâlâ bir ruhun olabilir. | Open Subtitles | لم تكبري بين ذئاب سياسية. لا زلت تملكين ضميراً حياً. |
Ve diğer politik partiler çoklu parti görüşmelerinde yer alacaklar | Open Subtitles | وأحزاب سياسية آخرى دعوةٌ لأجتماع العديد من الأحزاب. لتطبيق الأصلاحات |
Gerçek şu ki, yeniden görevlendirme taslağı politik nedenler dolayısı ile rafa kaldırıldı. | Open Subtitles | حقيقة، من أن إعادة الخدمة العسكرية لسابق عهدها غير مطروحة للنقاش لأسباب سياسية |
Duvar yazılarının mesajı sosyal, politik ya da ırkçı olabilir. | Open Subtitles | الرسومات من الممكن ان يكون اجتماعية أو سياسية أو عنصرية |
Hiçbir politik manevraya veya kötü niyetli hedef göstermelere boyun eğmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أرضخ أبداً لأي مناورات سياسية أو تحقيقات ذات أهداف خبيثة. |
Şimdi ne olacak, 1992 seçimleri için politik bir sorun ortaya çıktı. | Open Subtitles | حسناً, الذي يحدث الآن هو أنه لدينا مشكلة سياسية بشأن حملة 1992 |
Bazı kelimeler var ki bunlara karşı sosyal yaptırımlar olmalı ama bazıları da siyasi gündemi sürdürmek için kullanılır. | TED | هناك كلمات معينة يجب أن يوضع ضدها نوعا من العقاب الإجتماعي، ولكن بعض منها كان يستخدم لتعزيز أجندة سياسية. |
O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız. | Open Subtitles | لو لم يخبرنا هذا الشخص بكل ما يعرفه فسوف نفترض أن وفاتها سياسية و أنها قد قتلت بواسطة شخص له خلفية بولندية |
Bu bebek benim için sana siyasi bir değer katmanın bir yolu. | Open Subtitles | أو يديك لنفسك وهذا الطفل هو طريقتي لأعطيك دفعة سياسية نحو الأمام |
Fakat, Zimbabve'de yaşarken, kendimi bir avukat veya politikacı rolünde görmüyordum. | TED | ولكن بينما كنت أعيش في زيمبابواي، لم أكن أرى نفسي كمناصرة أو سياسية. |
Akademisyen, gazeteci veya politikacı değilim. | TED | أنا لست شخصية أكاديمية، صحفية أو سياسية. |
Söylemesem daha iyi olur. Kardeşim politikacı. Anlarsınız ya. | Open Subtitles | أفضّل ألا أقول، أخي شخصية سياسية أتفهمني؟ |
Ve bu, on yaşını bile doldurmamış bir siyaset hareketi için hiç fena değil. | TED | وهذا ليس بالأمر السيء بالنسبة لحركة سياسية لم يتجاوز عمرها العقد. |
Çoğu özgürlükçü ve anarşik siyasal görüşler arasında kalmış. Beni rahat bırakın! | TED | عدد منهم لديه رؤية سياسية في مكان ما بين التحرر والفوضى: اتركني وحيدا. |
Yoksa bir kardiyolog, bir avukat veya yerel bir siyasetçi olabileceğini mi düşünürsünüz? | TED | أم هل تظن إنها أخصائية قلب؟ محامية ؟ أو سياسية محلية؟ |
Biz kazanacağız çünkü parti politikası hedeflerimiz yok. | TED | سنفوز لأننا ليس لدينا دوافع حزبية سياسية. |
Sizce malî hizmetler sektörünün Amerika'da siyasetin üzerinde çok fazla etkisi var mi? | Open Subtitles | هل تظن أن صناعة الخدمات الاقتصادية تمتلك قوة ضغط سياسية مفرطة فى الولايات المتحدة؟ |
Ve bu bir politikacının mı yoksa erkeğine çamur atılan bir kızın düşüncesi mi? | Open Subtitles | هل هذا رأي فتاة سياسية أم فتاة غاضبة لأن خطيبها يتهم زوراً؟ |
Çünkü ben bulabileceğiniz en iyi politika danışmanıyım ve siz hala politikayla, sevişmekten daha fazla ilgileniyorsunuz. | Open Subtitles | لأننى أفضل مساعدة سياسية ستجدها وتهتم بالسياسة أكثر من الجنس |
Güç ve politikanın saçma sapan savaşında hayatımla kumar oynadım. | Open Subtitles | راهنت بحياتي في هذه الحرب التي لا معنى لها بلا سلطة سياسية. |
Anlaşmalar, göçmenler ve Filistinliler arasında şiddet olayları çıkmasına yol açıyor, zaten bu İsrailli Politikacılar içinde tartışmalı bir durum. | Open Subtitles | المستوطنات سببت الكثير من العنف بين المستوطنين والفلسطيين لكن هنالك كانت امورا سياسية في اسرائيل |
Sınıfta öğrendiğimiz şey somut politika önerileri şeklinde işe yaradı. | TED | ما تعلمناه في الصف شق طريقاً ليصبح توصيات سياسية ملموسة. |