Sayın Başkan, oyların aleyhinize değişeceğinden hâlâ endişe ediyorum. Evet, öyle. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , لازالت قلق ان نتيجة التصويت قد تميل ضدك |
Sayın Başkan, yakıtımız olmazsa, en temel savunma manevraları bile-- | Open Subtitles | .. سيدتي الرئيسة , بدون وقود حتي لاجل المناورات الاساسية |
Bağışlayın Sayın Başkan ama, bu bilgiyi delegasyonla paylaşmanız, paniğe yol açar. | Open Subtitles | مع احترامي، سيدتي الرئيسة اشراك تلك المعلومة مع المبعوثين قد ينشر الذعر |
Amerika bu yoldan çıkar, Başkan Hanım. | Open Subtitles | أمريكا عبرت هذا الطريق من قبل سيدتي الرئيسة |
Başkan Hanım, direk aradığım için kusura bakmayın. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة ، أعذريني على الدخول مباشرة في الموضوع |
Affedersiniz, Başkan Hanım. Başkan Yardımcısı hatta. | Open Subtitles | اعذريني سيدتي الرئيسة فنائب الرئيس على الخط الاَمن |
Sayın Başkan, bilmeniz gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , شيئا اخر يجب ان تطلعي عليه |
Tıbbi malzemeler azalmaya başladı yine, Sayın Başkan. | Open Subtitles | والتجهيزات الطبية تبدا في النفاذ ببطئ ثانية سيدتي الرئيسة |
Sayın Başkan, bayanlar ve baylar, 33 dakikamız neredeyse dolmak üzere. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , السادة والسيدات تقريبا مرت الثلاثة والثلاثون دقيقة |
Sayın Başkan, o gemiyle bütün telsiz bağlantılarını hemen kesmemizi şiddetle tavsiye ediyorum. - Neden? | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , اوصي بشدة بقطع كل الاتصالات السليكة مع هذه السفينة مباشرة |
Lütfen, Sayın Başkan, size yalvarıyorum. Beni dinleyin. | Open Subtitles | ارجوكي سيدتي الرئيسة , اتوسل اليكي اصغي لي |
Ve umarım sadakatsizlik etmediğimi anlıyorsunuzdur, Sayın Başkan. | Open Subtitles | .. ولاخبركي علي امل ان تفهمي انني لست خائنا يا سيدتي الرئيسة |
Çok üzüldüm, Sayın Başkan. - Ne diyeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | , اسف جدا سيدتي الرئيسة لا اعلم ما اقوله |
Sayın Başkan sadece içgüdüleriniz doğrultusunda öldürülmeyi arzu etmediğim için beni affedin. | Open Subtitles | ستسامحيني سيدتي الرئيسة اذا لم يتم اعدامي اعتمادا علي مشاعرك |
Prosedürle ilgili meseleler, Başkan Hanım. Ben hallettim. | Open Subtitles | بعض المسائل الإجرائية، سيدتي الرئيسة وقد اعتنيت بالأمر |
Başkan Hanım, kötü haberlerim var. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة لدي بعض الأخبار التي تستدعي القلق |
Fakat Başkan Hanım, tüm sorumluluğu ben üstleniyorum. | Open Subtitles | لكن سيدتي الرئيسة سأتحمل المسؤولية الكاملة |
Gerçek şu ki, Başkan Hanım sizi korumak için yeterince çaba göstermedim. | Open Subtitles | الحقيقة هي سيدتي الرئيسة أنني لم أقم بما يكفي لحمايتك |
Emin olun Başkan Hanım, en doğru karar bu. | Open Subtitles | ثقي بي سيدتي الرئيسة فهذا هو العمل الصائب |
Başkan Hanım, bu şansı bir daha yakalayamayabiliriz. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة قد لا نحصل على فرصةٍ مثل هذه مجددًا |
Başkan Hanım, silahların yerini tam olarak belirleyebilirsek hava saldırısının işe yarayacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة أومن بأن ضربةً جوية مدوية ستفي بالغرض طالما بإمكاننا تحديد المكان الصحيح للأسلحة بدقة |
Evet bayan başkan, ...anlaşılan ziyaret için kötü bir gün seçmişsiniz. | Open Subtitles | حسنا سيدتي الرئيسة يبدو أنك اخترت يوما لعينا للزيارة |