Sayın Büyükelçi, istihbaratımız Ihab Rashid'in cephanede kimyasal silah bulundurup bulundurmadığını araştırıyor. | Open Subtitles | سيدي السفير مخابراتنا تحقق إذا كان إيهاب رشيد يخزن |
Sayın Büyükelçi, zahmet edip hemen geldiğiniz için sağ olun. | Open Subtitles | سيدي السفير شكرًا لك على مجيئك بعد الاتصال بك |
- Tekrar hoşgeldiniz Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | -في أحلامك سيدي السفير,مرحبا بعودتك جاء هذا أليك |
Bay Büyükelçi, tam şu sırada East River'dan işaretsiz bir uçak çekilmekte. | Open Subtitles | سيدي السفير بينما نتكلّم هناك طائرة غير مؤشّرة تسحب من النهر الشرقي |
Sizinle bir toplantısı olduğunu söylediler, Sayın Büyükelçim. Ne konudaydı? | Open Subtitles | قالوا إن لديه مُقابلة معك ، سيدي السفير لماذا ؟ |
Saygısızlık etmek istemem, Sayın Elçi... ama belki de bizim başkalarıyla konuşmamız gerekiyordur. | Open Subtitles | مع كامل احترامي سيدي السفير ربما يوجد شخص اخر نحن يجب أن نتكلّم معهم |
Sadece işimi yapıyorum Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بواجبي , سيدي السفير |
Beni senin koruman içimi rahatlatıyor. Sadece işimi yapıyorum Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بواجبي , سيدي السفير |
Hayır, Sayın Büyükelçi. Teşekkürler, Sayın Büyükelçi." | Open Subtitles | لا يا سيدي السفير شُكراً يا سيدي السفير |
- Hoş geldiniz Sayın Büyükelçi. - Teşekkürler. | Open Subtitles | اهلا بك سيدي السفير شكرا لك |
NID yerine Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri'ne güvenmekle daha iyi edersiniz, Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لك الاعتماد على القوة الجوية للولايات المتحدة من (إن آي دي) سيدي السفير |
Teşekkürler, Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | شكراً لك سيدي السفير |
Bu, Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | السفير سيدي السفير |
İşbirliğiniz için teşekkürler, Sayın Büyükelçi. | Open Subtitles | -شكراً لك على تعاونك يا سيدي السفير |
Param yatırıldığı an başlayacağız, Bay Büyükelçi. | Open Subtitles | تفعلوا ذلك بمجرد تحويل نقودي إلى حسابي يا سيدي السفير. |
Bay Büyükelçi, gitmemizi istiyorsunuz ama hâlâ güvenliği çağırmadınız. | Open Subtitles | سيدي السفير ، تريد منا الرحيل لكنك لم تطلب الأمن لماذا ؟ |
Teknik sorunlarınızın bir zafer olduğunu varsayıyorum Bay Büyükelçi. | Open Subtitles | أنا أحسب مشاكلكم التقنية كفوز سيدي السفير |
İzninizle, Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | عذراً سيدي السفير |
- Affedersiniz, Sayın Büyükelçim? | Open Subtitles | لو سمحت سيدي السفير ؟ |
- Memnun oldum Sayın Elçi. | Open Subtitles | من الجيد التعرف عليك سيدي السفير |
Elçi bey, ben insanların iki kategoriye ayrıldığına inanırım: | Open Subtitles | سيدي السفير ، أؤمن بأن الناس ينقسمون إلى فئتين اساسيتين : |
Bay Konsolos, lütfen beni Kore'de bir hapishaneye gönderin. | Open Subtitles | سيدي السفير, أرجوك ارسلني إلى سجن في كوريا |
Sn Büyükelçi? Benim adım Keith Jennings. | Open Subtitles | سيدي السفير اسمي كيث جينينغز |