Eğer seni daha iyi hissettirecekse bugün iş için giydiğin gömleği beğendim. | Open Subtitles | إن كان هذا سيشعرك بتحسن أنا أحب القميص الذي إرتديته للعمل اليوم |
Tatlım, kendini daha iyi hissettirecekse patronluk taslamak senin huyundur. | Open Subtitles | و الان متسلطة ايضا حلوتي اذا كان سيشعرك بالطمئنينة |
İyi hissetmeni sağlıyorsa taşı ama bıçak kemiğe dayanırsa bir faydası olmaz. | Open Subtitles | إرتديه إن كان سيشعرك بالأمان. لكن إن وقع الفأس بالرأس، لن يفيدك. |
Daha iyi hissedeceksen beni uğurlamaya gelebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك دوماً القدوم لرؤيتي إن كان سيشعرك بتحسن |
Daha iyi hissettirir mi bilmem ama perşembe artık turpgillerden bir sebze günü değil. | Open Subtitles | ان سيشعرك بأي تحسّن يوم الخميس لم يعد يوم الخضروات الورقيّة |
İki saniyeliğine garip hissedeceksin, iki gün hıçkırık çekmekten iyidir. | Open Subtitles | سيشعرك هذا بالغرابة لثانيتين لكن هذا أفضل من الفهاق ليومين |
Fransa'ya iki uçak bileti aldığımı söylesem daha iyi hisseder miydin? | Open Subtitles | هل سيشعرك بتحسن اذا قلت لك بانني اشتريت تذاكر سفر الى فرنسا؟ |
Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, bence bir sakıncası yok. | Open Subtitles | حسناً، لو كان هذا سيشعرك بتحسن فأعتقد أنه لا بأس في ذلك |
Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, sanırım bu benim son işim. | Open Subtitles | لو أن هذا سيشعرك بتحسن أظن أن هذه آخر مهمة لي |
Eğer kendini iyi hissettirecekse, bu gece çok iyi zaman geçirdim. | Open Subtitles | لكن اذا كان هذا سيشعرك بالتحسن, لقد حظيت بوقت رائع الليلة! |
Peki, seni daha iyi hissettirecekse benim de pek fazla arkadaşım yok. | Open Subtitles | حسناً, إذا كان سيشعرك هذا بأي تحسُّن أنا ليس لدي أصدقاء كُثُر أيضاً |
Daha iyi hissetmeni sağlayacaksa şunu söyleyeyim eminim o da aynı şeyleri hissediyordur. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيشعرك بأى تحسن أنا متأكدة أنها تشعر بالضبط بنفس الشئ |
Ama, eğer iyi hissetmeni sağlayacaksa, küllerine ateş edebilirsin. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيشعرك بأنك أفضل فعليك رمى ترابهم |
Eğer daha iyi hissetmeni sağlayacaksa, silahı emniyete alıyorum. | Open Subtitles | أستمعي , إذا كان هذا سيشعرك بالتحسن , سأقوم بتأمينه. |
Eğer kendini daha iyi hissedeceksen, o gün bir dileği yerine getirdin. | Open Subtitles | إذا كان هذا سيشعرك بتحسن جعلتي أمنيتي تتحقق ذلك اليوم |
Eğer daha iyi hissedeceksen devam et vur beni. | Open Subtitles | تفضل و أطلق النار عليّ إن كان هذا سيشعرك بالتحسّن |
Pekâlâ, onu öperken beni düşünmek sana iyi hissettirir miydi? | Open Subtitles | حسناً, هل هذا سيشعرك بتحسُّن إذا كنت تُقبِّله وفي نفس الوقت تفكر بي؟ |
Daha iyi hissettirir mi bilmem ama, bizim de birkaç kişi öldürmüşlüğümüz var. | Open Subtitles | إن كان سيشعرك بتحسّن، فقد قمنا بقتل شخصان غيرهما. |
Sana garanti ediyorum ki her zamankinden daha canlı hissedeceksin. | Open Subtitles | وأضمن لكِ بأن هذا سيشعرك بالحياة أكثر مما سبق. |
Bugün seni orada izlerken müstakbel kocamla hiç duymadığım kadar gurur duydum desem daha iyi hisseder misin? | Open Subtitles | هل سيشعرك بتحسن اذا اخبرتك أني لم اكن اكثر فخرا بزوجي المستقبلي اكثر من عندما شاهدتك اليوم؟ |
Pekala, seni biraz rahatlatacaksa, sen de beni çıplak görebilirsin. | Open Subtitles | لو أن ذلك سيشعرك بالإرتياح، فيمكنك رؤيتي عارياً |
Eğer daha iyi hissedecekseniz, Orta Amerika'nın en iyi tıp okullarında okudum. | Open Subtitles | اذا ذلك سيشعرك بالراحة أنا كنت فى مدرسة الطب فى امريكا الوسطى |
Biraz uzaklaşmanın daha iyi hissettireceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسبت أن ذلك سيشعرك بتحسن أن تصرف إنتباهك |