Onlardan biriyle yürütebilirsem hayatımın bir dönemi boşa gitmemiş demektir. | Open Subtitles | لو نجح الأمر مع أحدهم، فهذا يعني أن حقبة كاملة من حياتي لم تذهب سُدى. |
15 yıllık özenli planlama petrol çıkarlarını baltalamak için geliştirilen servet değerindeki teknoloji boşa gitti. | Open Subtitles | خمسة عشر عامًا من التخطيط الدقيق الثروة يتم زيادتها بالتقنية لتقويض المصالح النفطية ذهبت سُدى |
Çünkü eğer orada bir yerlerimi yırtmasaydım her şey boşa gidebilirdi. | Open Subtitles | ،لأن لو لمْ أقدر على تدبر ذلك الأمر .هذا الجهد كلّه لضاعَ سُدى |
Ölecekse, iyi bir amaç uğruna ölsün. | Open Subtitles | حسنًا ، لو سيموت تأكّدي أنهُ لا يموت سُدى |
Hayır, Riley'nin icabına şimdi bakmalıyız yoksa Bly hiç uğruna ölmüş olur. | Open Subtitles | لا، علينا أن نتعامل مع رايلي الآن و الإ بلاي سيكون موته سُدى |
Ve birçok kardeşimiz daha boşuna can verdi. | Open Subtitles | ومات المزيد من إخواننا سُدى |
Ölümünün boşa olmadığından emin olmak bizim elimizde. | Open Subtitles | يعود الأمر إلينا لنتأكد بأن موتك لم يذهب سُدى |
biliyorum, tamam, ama şimdi yaptığım her şeyin kaybedilen hayatlarıj boşa olmadığını göreceksin. | Open Subtitles | -ابتعد عنّي أعلم أنّك غاضبة منّي، اتّفقنا؟ لكنّك الآن ستعلمين أن كلّ ما فعلت وكل الأنفس التي أُزهقت لم تذهب سُدى |
Çok yazık, böyle bir yeteneğin boşa gittiğini görmekten hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | يا للأسف، أكره رؤية موهبة تذهب سُدى. |
Onların fedakarlıkları boşa olsun istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود أن تذهب تضحياتهم سُدى |
Ölümü hiçbir şey uğruna olmayacak! | Open Subtitles | ! لن أدع موته يذهب سُدى |
Bu kadar yolu bir hiç uğruna gelmedik. | Open Subtitles | -لا، لم نقطع ذلك الطريق سُدى . |
O zaman Damon ile ben bir hiç uğruna öldük. Hiç uğruna! | Open Subtitles | -إذن أنا و (دايمُن) مُتنا سُدى ، بلا فائدة ! |
Ölümü boşuna olmadı. | Open Subtitles | وفاته لمْ تذهب سُدى. |
Umarım boşuna ölmüş olmam. | Open Subtitles | "آملُ فقط.. أنَّ موتي لن يذهب سُدى" |