Seninle ilgilenirken taksın diye sahte bıyık getirmesini de istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت منها أن تحضر شارب زائف عندما يحين دورك |
Uzaması uzun sürmez. Yarım bıyık sadece. | Open Subtitles | لن يستغرق طويلا حتى ينمو ثانية انه فقط نصف شارب |
Sizi ayırt edebilmek için biriniz bıyık takmalı. | Open Subtitles | لكى نستطيع التفرق بينكم, احدكما لابد ان يرتدى شارب |
Tamam, birinci soru: bıyık bırakmayı düşünür müsün? | Open Subtitles | السؤال الأول هل تحب أن يكون لديك شارب كبير |
Ama onun gibi davranmaya başlayacaksan bir bıyık taksan iyi olur çünkü saçmalamaya başlıyorsun! - Gale! | Open Subtitles | لكن ان بدأتِ التصرف مثلهُ فيجب عليكِ وضع شارب لانكِ تبدين سخيفه |
Adamda kilim gibi bıyık var. Hatıra istiyorum. | Open Subtitles | لديه أطول شارب في العالم أريد هدية تذكارية |
Adamın aynı zamanda sahte bir bıyık ve sahte bir sakalı var. | Open Subtitles | الرجل لديّه أيضًا شارب مُزيف ولحية مُزيفة |
bıyık olduğunu biliyorum. Ben nasıl takacağım? | Open Subtitles | يمكنني أن أرى أنه شارب لعين هل تتوقع مني أن ألبس واحداً ؟ |
Neyse ki geleceğe senin gerçek bir bıyık kazanıp onun bir kişilik kiloları kaybettiği. | Open Subtitles | لحسن الحظ فى المستقبل حيث يمكن الحصول على شارب حقيقي و فقدانها شخص |
Esas ona bak. Tavus kuşu gibi bıyık. Altın düğmeler. | Open Subtitles | انظر إليه، مثل الطاووس مع شارب كبير وعراوي ذهب |
Houston'a indiğimiz zaman, sahte aranıyor posterlerine bir bıyık ve İspanyolca bir isimle birlikte benim yüzümü koyup sonra tutuklatıp, Güney Amerika'ya mı gönderteceksin? | Open Subtitles | بحيث نهبط في هيوستن و تكون قد صممت ملصقات مكتوب عليها مطلوب للعدالة عليها صورتي مع شارب و اسم أسباني |
Gözlük, takma bıyık, hatta peruk bile taktı. | Open Subtitles | يرتدي نظارات شمسية، شارب مزيف، شعر مستعار. |
Bağlantısı var mı bilmiyorum ama kafatası yan kemiğinde bu ölüm sonrası oluşan bıyık şeklindeki çatlakları fark ettim. | Open Subtitles | لكن لاحظت خطوط كسر على شكل شارب الحادث بعد الوفاة على العظم الجداري. |
Ben de senin komada olan birini tanıdığına ve benim ona bıyık çizemediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق انك كنت تعرفين شخص في غيبوبة و أنا لم استطع رسم شارب عليه |
Fausto'yu taklit eden Riccardo'nun bıyık bırakması ve Alberto'nun favorilerini uzatması oldu. | Open Subtitles | أهم الأحداث كانت شارب (ريكاردو) أصبح تمامًا مثل (فاوستو) و سوالف (ألبرتو) |
Vay! Ne güzel bir bıyık. Ama batıyor. | Open Subtitles | أوه يا لة من شارب وسيم لكنه يدغدغ. |
Biraz hassas olduğum bir bıyık problemim var. | Open Subtitles | .. لديّ مشكلة شارب بسيطة أتحسس منها |
Uzun, ince, neşeli, benimki gibi hoş bir bıyık. | Open Subtitles | طويل، نحيف، خفيف الظل، لديه شارب مثلي. |
Uzun, ince, neşeli, benimki gibi hoş bir bıyık. | Open Subtitles | طويل، نحيف، خفيف الظل، لديه شارب مثلي. |
Bu arada bıyık da yakışmış. Ergenliğe eriştiğinde daha da büyüyecektir. | Open Subtitles | شارب جيد فى سن البلوغ ينموا بسرعه |