Zaten onca vaktim bu cihazı alırken gitmiş, şimdi de kullanmadan önce şarj etmem gerekiyor. | TED | استغرقت كل هذا الوقت في اقتنائه ومازال عليَّ شحنه قبل استخدامه. |
Tamam, dostum, sanırım telefonun tamamen şarj oldu. | Open Subtitles | حسنًا يا صديقي يبدو أن هاتفك قد اكتمل شحنه |
İşte yeni sevkiyat. Geldiğim, ismi kahrolasıca ülkeden. | Open Subtitles | هناك شحنه جديده من المدينه التي أنا منها ، أياً كانت أين |
Yakılacağı morga sevk edilecekti. | Open Subtitles | لقد كان سيتم شحنه للمشرحة حيث سيتم حرق جثته |
Eğer birisinin büyük bir kargosu varsa, sigortalarım. | Open Subtitles | عندما يستقبل احدهم شحنه كيبرة يقومون بمضاعفة تأمينهم |
Ya birtakım kaçakçılar çok tehlikeli bir şeyin sevkiyatı için büyük paralar alacaksa? | Open Subtitles | ماذا لو أن مهربا سيحصل على مبلغ كبير مقابل شحنه لشيء في غاية الخطورة؟ |
Sorunumuz, aynı zamanda senin de sorunun yapılacak bir sevkiyatımız olması. | Open Subtitles | مشكلتنا وانت ايضاً لدينا شحنه او بضاعه ستصل |
Son üç ayda toplam yirmi kargo gemisi. | Open Subtitles | حسنا هذه 20 شحنه منذ الاشهر الثلاثه الاخيره |
Şu lamba neredeyse tamamen şarj oldu demek, öyle değil mi? | Open Subtitles | ذلك الضوء يعني أنّ شحنه شارف على الإكتمال، صحيح؟ |
Ateş ettikten sonra yeniden şarj etmek için zaman gerekecek. | Open Subtitles | حالما أطلق السلاح فسوف أحتاج إلي وقت لكي يٌعاد شحنه للاستخدام مرة ثانية |
Şimdi, her şeyden önce tekrar şarj etmeliyim. | Open Subtitles | الآن، أولا وقبل كل شيء، لا بد لي من شحنه. |
15 dakikaya silah şarj olucak, Efendim. | Open Subtitles | السلاح سيكتمل شحنه في خلال 15 دقيقة يا سيدي. |
Bu bana çok sorulan bir soru: "Çok iyi, peki bununla kaç tane telefon şarj edebilirim?" | TED | وهذا أكثر سؤال يطرح علي دائمًا: "حسنًا، عظيم، لكن كم هاتفًا يمكنني شحنه بهذه؟" |
şarj olması gereken bir taşıyıcı. Harika. | Open Subtitles | وعاء يجب ان يعاد شحنه رائع جداً |
- O zaman bir hafta ertele. - Olmaz, yeni bir sevkiyat var. | Open Subtitles | انتظر اسبوع لا, المكان حصل على شحنه جديده |
Bu sevkiyat oldukça büyük. | Open Subtitles | انها بالاحرى شحنه كبيره |
Evet. Bu seferki büyük bir sevkiyat. | Open Subtitles | نعم , شحنه كبيره هذا الوقت |
Çanta yarın akşam oraya varacak 24 saat durduktan sonra sevk edilecek. | Open Subtitles | الصندوق سيصل غدا مساء، وسيبقى هناك لمدة 24 ساعة، ومن ثم سيتم شحنه |
Böylesine bir yolculuğa insan kargosu göndermenin ahlaki boyutu enine boyuna düşünülmelidir. | Open Subtitles | أخلاقيات إرسال شحنه من البشر على . رحلة مثل هذه يتعين علينا أن نتفكر فيها بإمعان |
Dün gece nükleer yakıt çubukları sevkiyatı yola çıktı. Ohio'daki bir reaktöre gidiyor. | Open Subtitles | ليلة أمس شحنه قضبان وقود نووي غادرت مفاعلاً في "أوهايو" |
Barut sevkiyatımız var. Yolda tekerleklerimizden biri kırıldı. | Open Subtitles | لدينا شحنه البارود لقد كسرنا عجلا على الطريق |
Bu demektir ki her birinin içinde kargo var. | Open Subtitles | ...هذا يعني واحد من العشرة به شحنه بداخله |
28 numara için bir takım kurmak zorundasın. Evet. | Open Subtitles | نريد شحنه من طراز 28, اجل |