Benim için kişisel bir konu değil. Sadece kızlarla ilgili. | Open Subtitles | لا شيء شخصي بالنسبة لي، كل ما يهمني هو الفتاتان |
Bunun senin için kişisel olduğunu biliyorum, geçmişinle ilgili bilgim var. | Open Subtitles | أعلم أن هذا أمر شخصي بالنسبة لكِ أنا أعرف ماضيك |
Fotoğrafçılığın senin için kişisel olduğunu biliyorum ve seni bu şekilde sık boğaz etmemeliydim. | Open Subtitles | أنا أعلم تصويرك الفوتوغرافي هو امر شخصي بالنسبة لكي ولم يكن علي وضعك في موقف كهذا |
Bu senin için kişisel bir dava Gibbs, sen ve Mitch için. | Open Subtitles | , هذا أمر شخصي بالنسبة لك, غيبس, أنت وميتش. |
Demek o yüzden bu şahsi bir mesele. | Open Subtitles | لهذا السبب هذا أمر شخصي بالنسبة لك. |
Bu yüzden benim için kişisel bir şey, yabancı yağı bağımlılığımızı azaltmak. | Open Subtitles | لذا هذا شيء شخصي بالنسبة لي، تقليل اعتمادنا على النفط الأجنبي. |
Bu senin için kişisel bir mesele. Karışacak durumda değilsin. | Open Subtitles | انه أمر شخصي بالنسبة لك لست في موقع يسمح لك بالتدخّل |
Bunun, benim için kişisel bir sorun olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هذا الأمر شخصي بالنسبة لي ؟ |
Bunun senin için kişisel olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع , افهم أن هذا أمر شخصي بالنسبة لك |
Kişisel değilmiş. Benim için kişisel. | Open Subtitles | إنه ليس شخصي , إنه شخصي بالنسبة لي |
Bunun senin için kişisel olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعلم أن هذا شيء شخصي بالنسبة لك، |
Bak senin için kişisel bir mesele olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أن الأمر شخصي بالنسبة لك |
Bak senin için kişisel bir mesele olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أن الأمر شخصي بالنسبة لك |
Ve bunun benim için kişisel olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | و تظن أن هذا الآمر شخصي بالنسبة لي. |
Bu işin benim için kişisel olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | أتعتقد أن هذا الآمر شخصي بالنسبة لي؟ |
Şüpheli için kişisel olmalı. | Open Subtitles | ) -لا شيء تاريخي، إنه شخصي بالنسبة للمجرم |
Bak Robbie. Bunun senin için kişisel olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أنظر، (روبي) أنا أعي أن هذا شخصي بالنسبة لك |
Spencer, bu benim için kişisel bir şey. | Open Subtitles | سبينسر)، هذا الأمر شخصي بالنسبة لي) |
Benim için de şahsi bir mesele. | Open Subtitles | هذا شئ شخصي بالنسبة لي أيضاً |
şahsi, benim için öyle. | Open Subtitles | انه شخصي شخصي بالنسبة لي |