Tatlım, karşında şu ana kadar bir içki için para ödememiş bir kadın duruyor. | Open Subtitles | عزيزي ، أنت تتحدث مع امرأة لم تدفع ثمن شراب في حياتها أبداً من فضلك |
Ne zaman elimi boş görürsen hemen elime bir içki koyacaksın. | Open Subtitles | في أيِّ وقت تراني دون شراب في يدي ضــع شرابــا في يدي |
Tersane yanında bir içki içmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا تقولين نقوم بتسوية هذا على شراب في الرصيف ؟ |
Misafirim olup bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | ربما تود ان تاخذ شراب في بيتي؟ |
Alex, Joe'nun yerinde bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | أليكس، هل تريد تناول شراب في حانة جو؟ |
Haddimi biraz aşıyorum ama odamda bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | نظرة، وأنا أعرف هذا قدما لي ولكن... تريد انتزاع شراب في غرفتي؟ |
Sana daha sonra bir içki ısmarlayabilir miyim? | Open Subtitles | يمكن أن أشتري لك شراب في وقت لاحق؟ |
- O kadardı. - Gay barda bir içki içtik sadece. | Open Subtitles | هذا كل شيء- مجرد شراب في حانةٍ للمثليين - |
Cassie, restoranda bir içki daha içelim. | Open Subtitles | -كاسي" ، دعينا نحستي شراب في غرفة الطعام" |
Gidip bardan bir içki alsana. | Open Subtitles | الذي لا أنت إذهبْ مسكةً a شراب في الحانةِ؟ |
Bardan kendine bir içki al. | Open Subtitles | اشتري لنفسك شراب في الحانةِ. |
Blue Boar'da bir içki içtikten sonra, durumunu görüşmek için Papaz'ı görmeye geldin. | Open Subtitles | احتسيت شراب في (بلو بور) ثم عدت لرؤية بيت الكاهن لبحث موضوعك، ثم ماذا حدث؟ |
Haddimi biraz aşıyorum ama odamda bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | انظروا، أنا أعرف هذا إلى الأمام من لي ولكن ... تريد انتزاع شراب في غرفتي؟ |
Bir ara bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين أخذ شراب في وقت ما؟ |