Sana neden henüz buna hazır olmadığını açıklamıştım. | Open Subtitles | لقد شرحتُ لك سبب عدم إستعدادهِ لذلك الأمر |
Ne olduğunu açıklamıştım ve barış teklifiyle geldim. | Open Subtitles | شرحتُ ما حدث و جئتُ مع عرضٍ للسلام. |
Sana bir keresinde açıklamıştım. | Open Subtitles | لقدّ شرحتُ لكِ ذلك ذات مرّة، |
Elbette gerekiyor. Size her şeyi dün açıkladım. | Open Subtitles | بالطبع هذا ضروري قد شرحتُ الأمر لكِ البارحة |
Ona evinde yaralanmış bir avukat olduğumu açıkladım sadece. | Open Subtitles | لقد شرحتُ له أنيمحامي والذي جُرحَ في ممتلكاته |
Ona durumu açıkladım sadece ve kovulmuyorsunuz. | Open Subtitles | لقد شرحتُ له الموقف ولن تُطردوا |
Bak Hammond, sana daha önce de açıklamıştım. | Open Subtitles | أنٍصت يا (هاموند)، لقد شرحتُ لك مِن قبل |
açıkladım ya. | Open Subtitles | لكنني قد شرحتُ للتو. |
Onlara açıkladım. Anlattım, efendim. | Open Subtitles | قدّ شرحتُ لهم بالطبع يا سيديّ |
Zaten açıkladım. | Open Subtitles | و لكنني شرحتُ ذلك |
Ama bunu, içgüdülerin aslında çok gelişmiş gözlem kabiliyeti olduğunu gösteren araştırmalara referans vererek açıkladım. | Open Subtitles | -لكن شرحتُ ذلك ... -ماذا؟ بالإشارة إلى دراسات أظهرت أنّ غرائز الحدس ليست سوى قوى ملاحظة متطورة جداً. |
Bunu az önce açıkladım. | Open Subtitles | لقد شرحتُ ذلك |