"شرفاء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dürüst
• onurlu
• saygın
• namuslu
• namussuz

Savaşta birçok adam dürüst kalabildi. Ama ya barışta?
رجال كثيرون كانوا شرفاء فى الحرب و لكن فى السلام

Biz dürüst vatandaşlarız, Toplumun sağlıklı unsurları, hastalıkla savaşımda antikorlar.
نحن مواطنون شرفاء عناصر مزدهره فى المجتمع نعمل كوسائل مضاده فى المعركه ضد الملوثات

Hepsi şantajcı. dürüst yaşamak zorunda olsalardı, açlıktan ölürlerdi.
كلهم مبتزون , إن كانوا شرفاء لكانوا قد ماتوا من الجوع

saygı duyulduğunu, onurlu olduğunu ve görüldüğünü hissettirir.
يمكنه جعل الناس قيميين، محترمين، شرفاء و مرئيين

Ya onurlu oluruz ya da namussuz. Orta yol yok.
اما ان نكون شرفاء او نكون نصابين لا يوجد طريق وسط

Bu tertemiz ülkeye gelip de yağlı saçlarınızla ve, ipek takımlar giyerek, saygın Amerikalı geçinmeniz hoşuma gitmiyor.
لا أحب أن أراكم تأتون لهذه البلاد النظيفة بشعركم الدهني و بذلاتكم الحريرية لتحاولوا أن تجعلوا من أنفسكم أمريكيين شرفاء

Dogville sakinleri iyi niyetli,namuslu ve bulundukları yeri seven insanlardır."
سكان دوجفيل أناس طيبون شرفاء يحبون بلدتهم

Çünkü günahları dürüst birer vatandaş olmalarını engelliyor.
لأن خطاياهم تمنعهم من أن يصبحوا مواطنين شرفاء مرة أخرى

Şu hâlimize bakın, doğru dürüst hizmetli bile bulamıyoruz.
انظر الى المكان الذى نحن فيها لا نستطيع الحصول على خدم شرفاء

O, diğer adamlara dürüst olmaları gerektiğini hatırlatıyor.
. إنه يذكر الرجال الأخرين بأن يظلوا شرفاء

Öyle görünmediğini biliyorum ama dışarıda hala dürüst insanlar da var. Tamam mı?
الأمر لا يبدو جيّداً، لكن مازال هناك أُناس شرفاء في المدينة.

Sizler, hayatım boyunca karşılaştığım en dürüst insanlarsınız
يا رفاق أنتم أكثر أناس شرفاء قابلتهم في حياتي

Onu çok dürüst olduğu için sevdiğini söylememiş miydin?
هل ما زلت مستمتعاً؟ لانني لم اتوقع انهم شرفاء لهذا الحد

dürüst, çalışkan insanlar evlerini kaybediyorlar.
أشخاص, صادقون, كادحون, شرفاء يخسرون منازلهم.

O gemilerde binlerce masum, dürüst ve iyi insan var!
هناك الآلاف من الرجال على هذه السفن.. رجال شرفاء

Çünkü, gazeteciye de söylediğim gibi, ...onlar şu anda dava yöneten, sevilen ve en dürüst üç yargıç, siz de bilirsiniz ki, bu yargıçların size öfkelenmesi sizi adliye sarayında oldukça zor bir duruma sokar.
لأنه كما ذكرت لذلك الصحفي أنهم أكبر قضاة شرفاء ومحبوبين على المنصب كما تعلمين

Hepiniz öylesiniz. Ahlaklı, onurlu, ve iyi niyetli beyefendilersiniz.
و هكذا أنتم جميعاً كلكم نزهاء و شرفاء و تقصدون خيراً

- Bize saldırdığınızda arkadaşlarımdan biri yaralandı. - Benim de on adamım öldü. onurlu askerler.
لقد أصيب صديقي عندما هاجمتونا عشرة من رجالي قتلو , رجال شرفاء

Sana onurlu savaşçıların bir listesini verebilirim.
يمكنني عرض بعض أسماء من هم محاربون شرفاء برأيي

Kendinizi saygın Amerikalılar gibi göstermenize dayanamıyorum. Sizinle iş yapacağım.
لتحاولوا أن تجعلوا من أنفسكم أمريكيين شرفاء

- Rahat bırakın. Biz namuslu insanlarız.
اذهبوا من هنا نحن قومٌ شرفاء