Ama, o veya onun şirketi başka şekillerde cezalarını ödeyecek... ve onlara ödetmeliyiz. | Open Subtitles | لكن شركته سوف تدفع الثمن بطريقة أخرى ويجب علينا أن نجعلهم يدفعون الثمن |
Luthor şirketi Henry Small'a karşı bir şikayet davası açıp şirketinden kovdurmuş. | Open Subtitles | قدمت شركة لوثر كورب شكوى ضد هنري سمول جعلته يطرد من شركته |
Ona iki ay önce de söylediğim gibi şirketini halka açacak. | Open Subtitles | سيقوم ببيع جزء من أسهم شركته للجمهور كما أخبرته قبل شهرين |
Evet, kendi Şirketinin hisselerini açığa sattığı için onu suçlayamazsınız. | Open Subtitles | لقد اساء إلى شركته ولا يمكنك القاء القبض عليه لهذا |
- Paravan şirket olsa bile bir yerlerde ithalat kayıtları olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يوجد أي سجلات لوارداته، حتّى ولو عبر شركته الوهمية. |
Yatırım şirketi 2 milyar değerindeki bir müşteriyi reddettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت للتو أنك رفضت عميلاً قيمة شركته الاستثمارية ضخمة جداً |
En yeni şirketi olan SumAll'ı açtığında, maaş saydamlığı politikasını benimsedi. | TED | لذلك، عندما بدأ شركته الجديدة "SumAll"، التزم بشفافية الرواتب من البداية |
Aslında, şirketi bir yıldır yakın izlemeye alındı. | Open Subtitles | في الحقيقة، شركته قيد التحقيق منذ ما يقرب من عام |
- Evet, ciddiyim. Kendi şirketi var. O takımda olmasını isteyeceğin birisi. | Open Subtitles | لديه شركته الخاصة وهو الذي سيترأس الطاقم |
Onun şirketi, Cedar Creek Limited, 18 ay soruşturma altında kaldı. | Open Subtitles | شركته سيدار كريك ليمتيد كانت تحت تحقيقات هيئة المحلفين لمدة 18 شهر. |
şirketini hızlı para için satacaktı ve bana ona iki ay verirsem... | Open Subtitles | كان سيقوم ببيع شركته ليحصل على المال بسرعة أخبرني إن منحته شهرين |
Ama, zamanlama bu kadar iyi olamazdı, çünkü şirketini yeni sattı ve bir sürü zamanı var, bir şeyler planlaya biliriz seyahat edip alışverişe çıkarız ve... | Open Subtitles | على أية حال، التوقيت لا يمكن أن يكون أفضل من ذلك لأنه باع شركته مؤخراً وعنده كل الوقت في يديه ويمكننا أن نخطط للأشياء |
UCLA'de 88'de MBA yapmış, yatırım bankacılığında çalışmış, beş yıl önce kendi şirketini açmış. | Open Subtitles | امتياز فى اداره الاعمال من جامعه كاليفورنيا عمل فى الصرافه الاستثماريه بدء شركته الخاصه منذ 5 سنوات |
- Sadece Şirketinin işlerini istiyorsun. - Evet, senin de istemem gerekir. | Open Subtitles | لأنك تريد الحصول على أعمال شركته ،، نعم ـ كما ينبغي لكي |
Vineet ile tanıştığımızda, Şirketinin önemsizleşmek üzere olduğunu söyledi. | TED | عندما التقينا بفينيت، كانت شركته توشك أن تكون غير مفيدة حسب تعبيره. |
Alternatif akımın başarısına rağmen, Westinghouse'un şirket kaynaklarının genişletilmesi konusunda aşırıya kaçışı şirketi bir takım maddi güçlükler ile karşı karşıya getirmişti. | Open Subtitles | علي الرغم من نجاح التيار المتردد كان ويستنجهاوس قد بالغ في توسيع اعمال شركته وصولا الي صعوبات ماليه حاده |
Dean Cooper şirketinden saklayarak çok büyük miktarda ödemeler yapıyormuş. | Open Subtitles | دين كوبر تبذل المدفوعات خارج الدفاتر كبيرة وإخفائها من شركته. |
Müşteri ürünü reddettiğinde zaman ki bu onun şirketinde alışılmıştı, müşteri ne istediğini bilmemekle itham edilirdi. | TED | عندما يرغب زبونٌ ما برفض منتج، فإنّه من الشائع في شركته أن يدّعوا أن الزبون لم يكن يعرف تماماً ما الذي طلبوه. |
Çok kısa süre önce Prof. Kim Seung Hyun cinayetinin zanlısı, otobüs Şirketinin... Otobüs şirketi sahibi Bay Kim, şirketin önünde öldürülmüş olarak bulundu. | Open Subtitles | و منذ قليل المشتبه به في قضية قتل البروفيسور , الرئيس كيم و قد تم العثور عليه مقتولا أمام شركته |
Ve birinin yığınla para kazanmak için kendi firmasını kurduğunu öğreniyorum. | Open Subtitles | والآن يوظفني شخص أسس شركته الخاصة لأجل أكوام من المال؟ |
Yedi yıl önce, bir öğrenci bana gelip şirketine yatırım yapmamı istedi. | TED | قبل سبع سنوات، أتاني طالب وطلب مني الاستثمار في شركته. |
şirketindeki gözleme kamerası kayıtlarının tümü 2 haftada bir siliniyormuş. | Open Subtitles | وكلّ آلات تصوير المراقبة في شركته تمسح بعد إسبوعين |
Her şey yolunda giderse, günün sonunda şirkete sahip olmuş olacağım. | Open Subtitles | إذا سارت الامور بشكل جيد، وسوف يكون شركته قبل نهاية اليوم. |
TÜM DÜNYAYA OKUL KİTAPLARI SATAN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. | Open Subtitles | كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله |
Baltimore'daki ilk firmasında onun için bazı işler yapmıştım. | Open Subtitles | فعلت بعض العمل لديه في شركته الأولى في بالتيمور |
Sence kim bir dağıtıcı ile görüşüp kendi işini yapmaya başlayacak? | Open Subtitles | من تعتقدين اجتمع مع الموزع وسيبدأ شركته الخاصه؟ |
Bence ortadan yok olmasının nedeni şirketiyle AUTEC arasındaki bağlantı. | Open Subtitles | أعتقد أنه قام بالقضاء على آخر رابط بين شركته و بين الـ"أوتيك". |