Ve liseyi bile kendi başına bitiremeyen birine, şirketimi nasıl teslim edebilirim? | Open Subtitles | كيف أسلم شركتي إلى شخص لم يتمكن من النجاح في المدرسة بمفرده؟ |
şirketimi, bana altı yıldır hayatı dar eden namussuz ortağıma satmak için. | Open Subtitles | لأبيع شركتي إلى شريكي المحتال، الذي حوّل حياتي لجحيمٍ منذ ستّ سنوات. |
şirketimin insanın ömrünü uzatacak bir gen üzerinde çalıştığını biliyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كنتِ تعلمين أن شركتي تطور جيناً سيطيل من حياة الشخص؟ |
Bu bir uyarı. Bir daha şirketimin ve kadınımın etrafında dolanma. | Open Subtitles | ، انا احذرك لكن لا تأتي بقرب شركتي او امرأتي مجدداً |
Haber şu ki; şirket, benim Tulsa'daki ofisin başına geçmemi istedi. | Open Subtitles | طلبت منّي شركتي أن أرأس مكتبنا في تولسا. |
Ya da şirketime katılır ve gerçekten sevdiğin biri olabilirsin. | Open Subtitles | او تستطيع ان تنضم الى شركتي وتصبح شخصا ستعجب به |
Hayır... kendisi sadece şirketimde çalışıyor... ve ayrıca aşırı duygusal... | Open Subtitles | كلا .. انه مجرد موظف في شركتي انه عاطفي جدا |
Ayakkabı şirketimden para ödünç alıp sana bir limuzin alacağım. | Open Subtitles | أنا اقتراض المال من شركتي الأحذية وشراء لك سيارة ليموزين. |
Bay Grant'e söyleyin şirketimi istiyorsa, beni de öldürmesi gerek. | Open Subtitles | أخبر سيد غرانت إذا أراد شركتي سيكون عليه قتلي كذلك |
Ama benim şirketimi en çok ilgilendiren şey tek benzersiz parçaları toplu bir şekilde üretebiliyor olduğunuz gerçeği. | TED | ولكن الشيئ الذي يهم شركتي اكثر هو حقيقة ان بامكانك صنع منتجات فريدة من نوعها بكميات ضخمة |
"şirketimi büyük miktarda gönderim yapmaya ikna etmek kolay olmayacak." | TED | قال،" لن يكون من السهل إقناع شركتي بشحن كمية كبيرة." |
Örneğin, "şirketimi nasıl hem etkin olarak işletip, hem de yenileyebilirim?" | TED | على سببل المثال، كيف يمكنني تشغيل وإعادة ابتكار شركتي بفعالية؟ |
Bu korku kendi şirketimi kurduktan sonra da sürdü. | TED | وظل هذا الخوف قائمًا حتى بعد إنشاء شركتي الخاصة. |
Bunu size şirketimin yeni tamamladığı bir proje üzerinde anlatacağım. | TED | دعوني أريكم كيف يعمل هذا الأمر من خلال مشروع أنهته شركتي مؤخرا. |
şirketimin, bu kalemin reklamına imzanızla destek olursanız, size $5000 ödemekten memnuniyet duyacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن شركتي يسرها أن تدفع لك 5000 دولار ، إذا أيّدت الإعلان |
Satış elemanıyım. şirketimin ürünlerinden bir numune var yanımda. | Open Subtitles | ، أنا مندوب مبيعات . لدي عينة من منتجات شركتي |
şirket kayıtlarım dizüstü bilgisayarımda kayıtlı. | Open Subtitles | سجلات شركتي كلها مخزنة على حاسوبي الشخصي |
Ben,şirketime,insanların yaşam standartıyla ilgili... ...herşeyi gerçekleştirmek için gücünü eyleme... ...dönüştüren bu ülkedeki toplululuklara yardım etmekle başladım. | TED | بدأت شركتي لمساعدة المجتمعات عبر أنحاء البلاد لتحقق إمكاناتهم لتحسين كل شيء عن نوعية الحياة للناس بها. |
şirketimde yıllar boyunca çalışmış olan bir sürü hoşnutsuz işçi var. | Open Subtitles | أن شركتي كان لديها نصيبها من العمال الساخطين على مر السنين |
şirketimden kimseye soruşturma açmadı ya da mahkeme celbi yollatmadı. | Open Subtitles | لم يوجه التهم لأي شخص في شركتي أو طلب وثائق |
Evet, ben de bizim şirketin satış rekorunu kırdım işte... | Open Subtitles | أجل , تعلمون لقد حطمت الرقم القياسي للمبيعات في شركتي |
Bayan Kane, kendisine kalan büyük servetin işletilmesi için çalıştığım şirketi görevlendirmişti. | Open Subtitles | عينت شركتي وصية بواسطة السيدة كين للثروة المستهدفة التي ورثتها حديثا |
Yoksa ne benimle ne de şirketimle çalışmazsınız. | Open Subtitles | واذا لم ترجع الى النقود كاملة ، فلن . فلن اتعامل معك ولن تتعامل شركتي معك |
şirketim 10 yıldır o radar sistemini geliştirmek için çalışıyor. | Open Subtitles | شركتي قضت آخر عشر سنوات في تطوير ذلك نظام الرادار. |
Başarılı olma potansiyeli olan birçok şirkete para akıtmak için değil, benimki gibi daha küçük olanlara para akıtmak için tasarlandı. | TED | لم تكن مهيّئة لنثر رؤوس أموال على شركات متعددة قادرة على النجاح، لكن قيمتها أقل، مثل شركتي. |
Eski firmamda müvekkilimdi. Sonra arkadaş olduk. | Open Subtitles | لقد كان عميلا في شركتي القديمة ولقد تقربنا |
şirketten kredi kartını kontrol edebilirim. | Open Subtitles | شركتي يمكن أَن تقوم بفحص اعتماده المالي. |
Aksi halde, benim şirketini mahvetmeye uğraşıyorsun. | Open Subtitles | إن لم يكن الأمر كذلك فأنت تحاول تدمير شركتي |
Bu, bir şirketin yönetimi için bir felaket anlamına gelebilir hele de benimki gibi sekiz kişilik küçük bir şirketiniz varsa. | TED | وستشكل كذلك إلهاء هائلا لإدارة الشركة، خصوصا مثل دكان صغير مكون من ثمانية أشخاص مثل شركتي. |