Çok iyi giyinirdi. Kadınlar konusunda ne kadar popüler olduğunu size söylemem yersiz. | Open Subtitles | هي خزانة جيدة، ليس علي أن أحدّثك عن شعبيته لدى السيدات |
Tutuklanması onu daha çok popüler yaptı. | Open Subtitles | يبدو أنّ اعتقاله كان سبباً في زيادة شعبيته .. |
Güvenilir, gizli ve 70 metrelik atış mesafesiyle dünya genelinde özel kuvvetlerde popüler. | Open Subtitles | له شعبيته مع القوات الخاصة في جميع أنحاء العالم لجدارته لخفّته ودقّته التي تصل إلى 70 ياردة |
Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. | TED | ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس |
Bu yüzden popülerliğini yitirdi. Kimse başlangıca geri dönmek istemiyordu. | TED | و ذلك قلل من شعبيته . لم يرغب الناس في العودة الى نقطة البداية |
Şüphesiz o yüzden bu kadar popülerdi. | Open Subtitles | لا شك أن هذا سبب شعبيته الكبيرة |
"Dünkü görüntüsüyle savaş sırasındaki hâli arasındaki benzerlik tartışılmazdı ve halk arasındaki popülerliği gücünü kaybetmedi." | Open Subtitles | المقارنات بين ظهوره أمس وبين أيام الحرب كانت لافتة. كما أن شعبيته كشخص بين الناس لم تُمس |
Söylemeye gerek yok,İnsan Hakları Hareketi Güneyde eskisi gibi popüler değil. | Open Subtitles | غني عن القول، أن حركة الحقوق المدنية .لم تكن أكثر شعبية في الجنوبة من شعبيته |
Sonra da yeni versiyonunu çekmek için bir servet harcasak düşünün ne kadar popüler olurdu. | Open Subtitles | إذن فكروا فحسب كم ستكون حجم شعبيته لو صرفنا ثروة لإعادة صنعه |
Pazar günleri popüler olmasının yanında bistro "Boşver'in Karışığı" adlı ürünüyle de ünlüydü menüdeki tüm ürünleri barındıran bir yumurta yemeği. | Open Subtitles | بالإضافة إلى شعبيته يوم الأحد المطعم كان شهيراً أيضاً بشيء يدعى "سكيبس سكرامبل" طبق بيض به كل شيء على القائمة |
Görünüşe göre Colin orada ne kadar popüler olduğunun farkında değilmiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ (كولن) لم يكن يملك فكرة عن مدى شعبيته هناك. |
Kendisi okulda çok popüler. | Open Subtitles | ان شعبيته طاغية |
Sadece onu daha popüler yaptın. | Open Subtitles | قمتي فقط بزيادة شعبيته |
Onu bu kadar popüler yapan şey de buydu. | Open Subtitles | فقد رفع ذلك شعبيته |
- Kızlar arasında çok popüler diyorum. | Open Subtitles | - .بل "كمُ" شعبيته الكبيرة مع الفتيات - |
Cleander, bulunduğu mevkii kendine güç katmak ve popülerliğini arttırmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | كان كلياندر يعتبر منصبه بمثابة وسيلة له لاكتساب نفوذه الخاص و اكتساب شعبيته الخاصة |
Onun popülerliğini rahatlıkla kullanabilirsin. | Open Subtitles | فسيمكنك حينها الإستفادة من شعبيته |
Özellikle onun popülerliğini göz önünde bulundurursak. | Open Subtitles | خصوصا عندما تنظر في وجهها شعبيته. |
Ben olabildiğince az popülerken, evde Drew olabildiğince popülerdi. | Open Subtitles | لم يكن حالي في المنزل أفضل على عكس (درو)، الذي زادت شعبيته بإطراد |
Videonun beşinci gününde, şimdiden adamın popülerliği artıyor. | Open Subtitles | في اليوم الخامس الآن، بخلاف شعبيته المتزايدة. |