Portreyi tasarlayıp organize ettiğimde hissettiğim tam da buydu. | TED | هذا ما شعرت به عندما صممت ونظمت هذا البورتريه. |
Elbiselerimi çıkarıp üzerime çıktığında, ona karşı hissettiğim şükran çok geçmeden dehşete dönüştü. | TED | لكن الامتنان الذي شعرت به نحوه سرعان ما تحول إلى رعب حيث شرع في خلع ملابسي وصار فوقي. |
İlk kez senin evine doğum günü hediyeni getirdiğim zaman hissettim. | Open Subtitles | أول ما شعرت به عندما وضعت هدية عيد ميلاد في منزلك |
Dur bir dakika yani o senin sırtında yazarken numaralarımı hissettin? | Open Subtitles | انتظر ؟ تقصد عندما كتب على ظهرك انت شعرت به ؟ |
İnsanlar ne gördüğümüzü bilmek istiyor ve ne hissettiğimi. | TED | يريد الناس معرفة ما رأينا، وما شعرت به. |
Ona karşı hissettiğin aşkın solgun gölgesini hissetmek. | Open Subtitles | أن أدرك قدراً ضئيلاً من الحب ..التي شعرت به تجاهها |
hissettiğim yıkımı tasvir edecek bir kelime dahi yok. | TED | لا توجد كلمات يمكنها أن تصف الانهيار الذي شعرت به. |
Bu evde, sen uyurken köşelerde dolaştığını hissettiğim şey buydu. | Open Subtitles | هذا ما شعرت به فى هذا البيت التسلل فى الاركان حين كنت نائما |
hissettiğim tüm acıları... sen de hissetmelisin. | Open Subtitles | كل الألم الذى شعرت به يجب ان تشعرى به أيضا |
Sanırım buraya isimlerimizi yazarken hissettiğim.. | Open Subtitles | اظن اني كنت ابحث عن ذلك الالهام الذي شعرت به |
Ve gördüğüm şeylerin içimde hissettiğim şeylerin kesinlikle hayal edebileceklerimizin ötesinde olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن الأشياء التى رأيتها والوجود الذى شعرت به في داخلى |
Benim durumumda ise, sizi yetiştirdiğim yıllar boyunca içimden böyle hissettim. | Open Subtitles | .. في حالتي هذا ما شعرت به خلال سنوات تربيتي لك |
Kendimi dağdaki bir kar yığını üzerinden akıp gittiğimi görmekle kalmayıp aksine bunu gerçekten hissettim. | TED | ولم أكتفِ فقط بتخيل نفسي أتزلج على جبلٍ من الجليد ولكني شعرت به. |
Hatta imge bile değildi. Gerçekti. hissettim. | Open Subtitles | أو رؤيةً حتى، فلقد كان حقيقياً، و شعرت به |
Bıçakla kestim. Etini kestim. Sen de hissettin. | Open Subtitles | لقد جرحتك بهذا السكين شعرت به يدخل أشعرت به؟ |
- Nereye? - Kaynağa. O Sentinel'lere dokunduğunda bunu hissettin ama buna hazır değildin. | Open Subtitles | المصدر، هذا هو ما شعرت به عندما لمست هؤلاء الحرَاس |
Seni serbest bıraktıkları akşam,bir şeylerin yanlış olduğunu hissettin .. ama ne olduğuna emin olamadın,ama hissettin. | Open Subtitles | كنتَ تعرف أنّ هناكَ شيئا ما خاطىء ليلة تحريرك لم تعرف ما هو ، ولكنّك شعرت به |
Roark, biliyorum yıllar boyunca neler hissettiğimi biliyordun. | Open Subtitles | رورك، أنا أعلم أنك عرفت م شعرت به كل هذة السنين |
Ona karşı hissettiğin aşkın solgun gölgesini hissetmek. | Open Subtitles | أن أدرك قدراً ضئيلاً من الحب ..التي شعرت به تجاهها |
Marge, seninle olduğum zamanlar, o akıllı çocuğun karnesini yanlışlıkla aldığım zamanki gibi hissediyorum ve bir dakikalığına bütün AA ları benim aldığımı düşünüyor, ve adımın Howard Simberg olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | مارج .. عندما اكون معك يكون لدي احساس كالذي شعرت به عندما حصلت علي نتيجة طالب متفوق بالخطأ |
Ve onlar hakkinda asagilayici bir dille konustun bu konusma seklin bana planlamis bir zalimlik hissettirdi. | Open Subtitles | و قد تكلمت عنهم بإحتقار و ما شعرت به كانت قسوة متعمدة |
Son defa bunu eski hocamın varlığında hissetmiştim. | Open Subtitles | اخر مرة شعرت به كان فى حضور معلمى القديم |
Üçüncü adımda kalbinizi açmanız ve istismar ederken kurbanınızın nasıl hissettiğini hissetmeniz gerekiyor. | TED | الخطوة الثالثة هي أن تفتح قلبك وتشعر بما شعرت به ضحيتك عندما كنت تعتدي عليها. |
Çok iyi göremedim ama, hissettiklerim inanılmazdı. | Open Subtitles | لم أستطع أن أرى جيدأً لكن ما شعرت به كان مذهلاً |
Bunun ne kadar güçsüz hissettirdiğini hayatta anlayamazsın, ne kadar güçsüz hissetiğimi. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتخيل مدى الضعف الذي شعرت به وقتها كنت ضعيفاً |