saçlarımızı neredeyse her gün düz görünsünler diye 230 derecede kızartıyorduk. | TED | نحن نقلي شعرنا علي درجات حرارة من 450 درجة فهرنهايت أو أعلى تقريبًا كل يوم، للمحافظة على شكل الشعر الناعم. |
düşündük ki iki ana problemi bir araya getirmek en önemli önceliğimizdi. | TED | و شعرنا ان الاولوية القصوى هي بان نجمع معا نوعين من المشاكل |
Hâlâ saçımızı tarayıp, dişlerimizi fırçalayacağız ve derslerimize çok çalışacağız. | Open Subtitles | ما زلنا سنمشط شعرنا ونغسل أسناننا ونفعل قصاري جهدنا بالمدرسة |
Tamamen yalnız hissetmiştik, kimse bizi duymuyor gibiydi, görünmez gibiydik. | TED | شعرنا بالوحدة تمامًا، كما لو أن لا أحد يستطيع سماعنا، كما لو كنا غير مرئيين أساسًا. |
Pekâlâ, ona son yazısıyla ilgili neler hissettiğimizi söyleyip bunun tekrarlanmayacağından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً حسناً أنا سوف أخبرها كيف شعرنا عن مقالها الأخير وأتأكد بأنها لن تَفعلَ ذلك مرةُ أخرى |
Eem, kaslarımız şempanzelerden çok daha zayıf, şempanzeye göre saçlarımızı ve şaşırtıcı biçimde, sindirim enzimlerimizin çoğunu veya birçoğunu kaybettik. | Open Subtitles | عضلاتنا أضعف بكثير من الشمبانزي و فقدنا شعرنا بالمقارنة بالشمبانزي و المدهش أننا فقدنا معظم أو الكثير من إنزيماتنا الهاضمة |
Tüm dökülmüş saçlarımızı ve tıraş köpüğümüzü kazara bu dolabın içine düşürdük bundan dolayı temizliyoruz. | Open Subtitles | أوقعنا عن طريق الخطأ كل شعرنا الساقط وكريم الحلاقة في خزانته لذا نحن ننظفها |
Papaz bazen saçlarımızı birbirine dolardı. | Open Subtitles | أحيانًا يريد القس أن نربط شعرنا مع بعضنا |
Dışarıdan bir ajanla çok daha iyi ellerde olduğunu düşündük. | Open Subtitles | شعرنا أنه من الأفضل أن تقوم جهة خارجة بهذا التحقيق |
Bunun, davanın başarılı bir şekilde ilerlemesi için gerekli olacağını düşündük. | Open Subtitles | شعرنا انها ستكون ضرورية لاتخاذ أي اجرءات بتلك القضية |
Bay Bates ve ben de, bu çok özel durum karşısında... savunmam için çok uygun olduğunuzu düşündük. | Open Subtitles | السيد بيتز وأنا شعرنا في هذه الحالة خصوصاً أنك أفضل شخص يتسلم الدفاع عني. |
Olduğumuz nokta bu. saçımızı kaptırmıyoruz, ama olduğumuz yerin ilkellik derecesi bu. | TED | هذا هو حيث نكون. نحن لم يعلق شعرنا فيها، لكن ذلك المستوى من البدائيّة التي نحن عليها. |
saçımızı kestirmeliyiz. Şehrin öteki ucuna geçmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج أن نقص شعرنا, يجبُ علينا أن نقطع البلدة |
Utanç duymuştuk ve bunun böyle devam edemeyeceğini, bir şey yapılması gerektiğini hissetmiştik. | Open Subtitles | شعرنا بالخجل لايمكننا الاستمرار هكذا لابد من حل |
Bir şeyler hissettiğimizi zannetmiştim ve sana güvendim. | Open Subtitles | اعتقدت أننا شعرنا بشيء وقد وثقت بك |
Sonra oturup karşılıklı saç örer, aynı dönemde âdet görürüz. | Open Subtitles | بالتأكيد بعدها نجلس سوياً ونُسرح شعرنا حتى نحصل على ما نريد في نفس الوقت |
Bıçağı hissettim, öldüğünü hissettim. Sanırım hepimiz hissettik. - Diğerleri. | Open Subtitles | شعرت بالسكين , وشعرت به وهو يموت متأكد بأننا جميعاً شعرنا بهذا |
Evet, kalıplar iyi iş görüyordu. Ama saçlarımız şeye benzesin istiyoruz... İnsan saçına. | Open Subtitles | أجل ، كان القالبان مفيدين جداً ولكننا نريد أن يبدو شعرنا كشعر البشر |
Tarihin direksiyon simidini ellerimizde tuttuğumuzu hissederdik. | Open Subtitles | .. شعرنا أننا كنا نحمل في أيدينا عجلة القيادة للتاريخ |
Ayrıca biliyoruz ki, iş yerine doğal saçımızla gelmeye teşvik edildiğimizde özellikle değer verildiğimizi hissediyoruz ve bu da profesyonel gelişmemize yardımcı oluyor. | TED | ونحن أيضًا نعرف حينما نطالب باستخدام شعرنا الطبيعي في مجال العمل، يعزز ذلك تقدير الآخرين لنا وبالتالي هذا يساعدنا على الازدهار والنهوض مهنيًا. |
Bu fosili evine getirmek için olağanüstü bir zorunluluk hissediyorduk. | Open Subtitles | لقد شعرنا دائماً بإلتزام إستثائيّ لنُحضر هذه الأحفوريّة للموطن الصحيح |
Olağanüstüydü ve bize bu kadar çok güvendiği için... ...kendimizi minnettar hissettik. | TED | وكان امراً استثنائيا .. شعرنا بالامتنان انها تثق فينا كل هذا الحد |
En sonunda, ikimiz de tıbbın elinden bir şey gelmeyeceğini ve bu işi sadece imanının yardımıyla sonuna kadar götürmesi gerektiğini anladık. | Open Subtitles | في النهاية، شعرنا نحن الإثنان أن ذلك يفوق العلاج الطبي وأن عليها متابعة ذلك حتى النهاية بالإيمان فقط |
Dinle, senin geleceğini duyunca hepimiz kendimizi daha iyi hissetmeye başladık. | Open Subtitles | إسمع , يجب أن أخبرك لقد شعرنا كلنا براحة كبيرة عندما سمعنا أنهم سيقومون بإرسالك |