Spor salonunda boşalmış gibi hissediyorum. Evde boşalmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | هذا شعوري عند الذهاب للنادي وهذا شعوري عند الذهاب للبيت |
Aslında orada yaşadıkça kendimi daha yabancı hissediyorum. | TED | وبالفعل، يزداد شعوري بالغربة كلما طالت فترة بقائي هناك. |
Dilinizi konuşabilseydim bile hislerimi sana anlatabileceğimi sanmam. | Open Subtitles | حتى لو كان بوسعي أن اتكلم لغتك لا أعتقد بوسعي أن أقول لك ما هو شعوري |
Mükemmel. Şapkalar için ne düşündüğümü biliyorsun. Hiç biriniz benimle göz teması yapmayacak. | Open Subtitles | رائع أنت تعلم شعوري نحو القبعات لا أحد منكم ينظر إلى عينيّ مباشرة |
Bunu sana hiç bahsetmedim, ama şimdi nasıl hissettiğimi bilmenin zamanı. | Open Subtitles | فقط لم أذكر ذلك من قبل، لكن حان الوقت لتعرفي شعوري |
Amanda, hayatımdaki her şeyle ilgili şüphelerim var senle ilgili hislerim hariç. | Open Subtitles | اماندا , لدي شكوك حول كل شئ في حياتي ماعدا شعوري اتجاهك |
Ve sen sarı çıyan, ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | و أنتِ أيتها الشقراء ليس لديكِ أدنى فكرة عن كيفية شعوري |
Sence o trenle eve dönerken ben ne hissettim? | Open Subtitles | كيف تظنين أنه كان شعوري وأنا أركب قطار الـ7.14 ذاك؟ |
Sebebini bilmiyorum ama atış yaptığımda kendimi iyi hissediyorum. Ama içimi, sanki başka biriymişim gibi kötü bir his kaplıyor. | Open Subtitles | ولكني شعوري يكون جيدا عندما اصوبهم شعور جيد للغاية بداخلي، كأنني شخص ذو شأن |
Randevuna gelmediğinde kendimi nasıl hissediyorum sence? | Open Subtitles | كيف تعتقدين برأيكِ شعوري حين لم تظهري اليوم؟ |
Elimde değil. Böyle hissediyorum işte. | Open Subtitles | ،لكن لا يمكنني فعل ذلك هذا شعوري حيال الأمر |
Söylediklerini ve yaptıklarınızı anlıyorum ama hislerimi değiştiremem. | Open Subtitles | أعني، أنا متفهّمة لما تقولونه وكل شيء، لكنّي لا أستطيع تغيير شعوري |
Büyük masaj salonları hakkındaki hislerimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفين شعوري تجاه تلك الأماكن الكبيرة الخاصة للتدليك |
Dürüstlük hakkında ne düşündüğümü bilmene rağmen bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبت عليّ، أنت تعرف ما هو شعوري بشأن ذلك |
O sırada nasıl hissettiğimi hatırlamak için köprünün bir resmini çekmek istedim. | Open Subtitles | لذلك أردت أن ألتقط الصورة لتُذكّرني بتلك اللحظة، وكيف كان شعوري يومها |
Aslında kötü hislerim, arkandaki, elinde büyük bir silahla duran adamla ilgili. | Open Subtitles | شعوري السيء أكثر من الرجل الواقف خلفك مع بندقية كبيرة |
Benim de şu anda nasıl hissettiğim hakkında konuşmama izin yok. | Open Subtitles | حسناً، أنا غير مسموح لي بالحديث عن كيفة شعوري حقاً الآن. |
Pistte öyle öldüğünü görünce çok kötü hissettim. | Open Subtitles | حسناً,تستطيع أن تتخيل شعوري يا جنرال وانا أراه ميتاً على مدرج الهبوط بهذا الشكل |
İçimde hissettiklerim dışında her yönden sıradandım. | TED | كان كل شيء يخصني نمطياً، ما عدا شعوري الداخلي. |
Beni ailenle tanıştırırken tereddüt etmen duygularımı ne kadar incitti haberin var mı? | Open Subtitles | هل تعلم كم أن هذا يؤذي شعوري قبل أن تتقدم لي أمام أبويك؟ |
Söyleyeceğin hiçbir şey şu an senin için hissettiklerimi değiştiremez. | Open Subtitles | لايوجد شيء تستطيعين قوله يمكن أن يغير طريقه شعوري الآن |
Senin için neler hissettiğimi bildiğin halde beni aptal yerine koyup durdun. | Open Subtitles | تتركني هكذا و هكذا كالحمقاء بينما كنت تعلم شعوري ناحيتك |
Klas bir hareket ama hayatına girecek her erkeğin ikinci sırada geleceği gerçeği hakkında ben ne düşünüyorum onu da bir noktada konuşmalıyız. | Open Subtitles | وهو أمر من الجيد عمله، لكن في لحظة من اللحظات سيكون علينا مناقشة شعوري حيال معرفة أن أي رجل في حياتك سيكون الوصيف. |
Kadınlara ne hissettiğimi söylemek için hastalıklı bir istek duyuyorum. | Open Subtitles | لدي هذه الرغبة السخيفة في أن أخبر النساء بحقيقة شعوري |
Sadece dört yıl sonra hayalinizi gerçekteştirebileceğini bildiğiniz birinin yönetim kurulu toplantı odasının önünde oturmanın nasıl bir his olduğunu bir hayal edin. | TED | لذا تخيل كيف كان شعوري بعد أربع سنوات عند جلوسك في مجلس الادارة أمام شخص كنت أعلم أنه يستطيع أن يجعل حُلمي حقيقةً |
Böyle hissetmek hoşuma gitmiyor. Kendimden nefret ediyorum. | Open Subtitles | لا تعجبني طريقة شعوري, وأكره نفسي على ذلك |