Yasaları herhangi bir şekilde ihlal edecek olursan, hiç tereddüt etmeden ne gerekiyorsa toplar, seni yargı önüne çıkarırım. | Open Subtitles | إذا كنت تنتهك القانون بأي شكل من الأشكال، وسوف، دون تردد، جمع كل الأدلة أحتاج لمقاضاة لكم لهذا الجرم |
Sizi herhangi bir şekilde utandırdıysam çok ama çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أعتذر جدًا لأنني سببتُ لك الإحراج بأيّ شكل من الأشكال |
Bu eleman, bir şekilde acayip ciddi görünüyor. | TED | وهذا ، الذي يبدو لا يبدو رسمياً ، في شكل من الأشكال. |
ve hatta hiç tanışmamız olmamıza rağmen, bir çeşit bağ kurabiliyoruz beraber. | TED | وبطريقة ما، مع أننا لم نلتقي أبداً أستطعنا إقامة شكل من التواصل. |
Bizimle yeniden anlaşmaya çalışırsan, herhangi bir yolla nerede olduğunu bulacağız ve orayı bombalayacağız. | Open Subtitles | ان اردت ان تعرضنا للخطر بأي شكل من الأشكال سنكتشف موقعها ونفجره |
AML. Löseminin bi şekli ve nasıl başlayacağını tahmin etmek güç, | Open Subtitles | انه شكل من اشكال سرطان الدم ولا يمكننى التنبؤ بما سيحدث |
Eğer direnirseniz ... ya da herhangi bir şekilde şiddete başvurursanız bu size aynen geri döner | Open Subtitles | عند مقاومتك للاعتقال أوالتصرف بأي شكل من أشكال العنف عندها سنعاملك بالمثل |
Şartlı tahliyeni herhangi bir şekilde ihlal edersen kodese geri dönersin, anladın mı? | Open Subtitles | لاتتصلين بي, سألقيك في السجن تنتهكين شروط إطلاق سراحك بأي شكل من الأشكال ستعودين إلى السجن, هل تفهمينني؟ |
Batı sahilinden başlayan ve doğuya doğru kaçınılmaz bir şekilde ilerleyerek, medeniyet belirtisi olan her yeri sistematik bir şekilde yavaş yavaş yok etmeye başladılar. | Open Subtitles | بدأوا يبيدون كل شكل من اشكال الحضارة بدأً من الساحل الشرقي متجهين غرباً بحتمية مخيفة |
Ve sana olan güvenini hiç bir şekilde sarsmak istemedim. | Open Subtitles | ولم ارغب بالمجازفة بجعل ثقته بك تنقص بأي شكل من الأشكال |
Bu yüzden sadece şunu bilmeni istiyorum, bu işler bir şekilde daha kötüleşirse kamerayı bulaştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا أقول لك إن ساءت الأمور أو تزداد سوءاً بأي شكل من الأشكال, فأنا لا أريد أمر التصوير هذا فأنا لا أريده أن يغضب |
"bir sıçanı herhangi bir şekilde barındıran, koruyan ya da bulunduran herkes | Open Subtitles | وأي شـخـص يـآوي، يـحـمـي أو يمتلك جرذ بأي شكل من الأشكال |
Ödül de, Alman işgali devam ettiği müddetçe ailenin hiç bir şekilde askerler tarafından taciz edilmemesi olacak. | Open Subtitles | وتلك الجائزة هي أنّ عائلتك لن يتمّ إزعاجها بأيّ شكل من قبل الجيش الألماني خلال بقيّة فترة احتلالنا لبلدك |
Eğer organik bir şeyse ve eğer bir şekilde canlı bir şeyse bu hoşuna gitmeyecektir. | Open Subtitles | .. ولو مادة عضوية بأي شكل من الأشكال سنحاربهُ هكذا |
Şu aşamada müşterilerimizi hiç bir şekilde sınırlamamam gerektiğinin farkındayım. | Open Subtitles | أدركت أنه لا ينبغي علي في هذه المرحلة الحد من عملائنا المحتملين بأي شكل من الأشكال |
Silahlara veya kalkanlara güç verirsek veya onları herhangi bir şekilde kışkırtırsak ateş açıp bizi yok edecekler. | Open Subtitles | لو قمنا بشحن الأسلحه أو الدرع أو إستفززناهم بأى شكل من الأشكال سيفتحون النيران ويدمرونا جميعاً |
bir çeşit eğlence şekli, bir nevi sanat tarzı, ve sahip olma gururu. | TED | وتعتبر شكل من اشكال الترفيه وشكل من اشكال الفن وفخر للمالك |
CA: Dan, bunu biraz daha duymak istiyorum. Yani diyordun ki teröre karşı verdiğimiz tepki, yani, bir çeşit zihinsel hata mı? | TED | كريس: دان، أرغب في المزيد حول هذا الأمر. إذاً ، أنت تقول أن ردنا على الإرهاب هو ، يعني ، أنه شكل من الخلل العقلي؟ |
Bu kambur balina şarkısı bir çeşit hayvan kültürüdür, insanların müziklerinde olduğu gibi. | TED | هذا يعني .. ان نغمات الحيتان المحدبة هي شكل من الثقافة الحيوانية مثلها مثل الموسيقى لدى البشر |
Bunu Amerika'nın faydasına olmayan bir yolla yapabiliyorlar. | Open Subtitles | التي لا تنفع الأمريكان بأي شكل من الأشكال |
Ve oğullarımı münasip gördüğüm her yolla büyütürüm. | Open Subtitles | و L'ليرة لبنانية رفع أولادي بأي شكل من الأشكال أراه مناسبا. |
Sözel şiirin ideal sanat şekli falan olduğunu söylemiyorum. | TED | وانا لا اقول ان القاء الشعر هو شكل من اشكال الفن المثالي. |