Raees'in limanda olduğuna dair hiç görgü tanığı yok, Efendim. | Open Subtitles | لا يوجد شهود عيان لوضع رئيس على الميناء، يا سيدي |
Sabıka kaydı, görgü tanığı, itirafname, gerekçe yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Çok küçük bir miktarda Görgü tanıkları tarafından çekilmiş, transeksüel ve cinsiyet uyumsuz insanlara karşı suistimal içeren videoları topladık. | TED | أخذنا عيّنة صغيرة جدًا جدًا من تسجيلات شهود عيان تعرض إساءات في حق المتحولين جنسيًّا أو غير المتطابقين لجنسهم |
Beni orda dururken gören Görgü tanıkları var kanlı bir kılıçla ve etrafımda kimse yokken. | Open Subtitles | لديهم شهود عيان رأوني واقفة هناك ومعي سيف مغطى بالدماء ولم يكن هناك أحد آخر حولي |
"'Tanıklar bel kemiğine doğru mavi bir kıvılcımın yayıldığını söylemişlerdi. | Open Subtitles | يؤكد شهود عيان أن اللهب الأزرق كان متصاعدا من العمود الفقرى |
Birkaç Tanık olaydan birkaç dakika önce yukarı çıkan birini görmüş. | Open Subtitles | بضعة شهود عيان رأوا شخصًا يصعد للطابق العلويّ قبل مقتله بلحظات. |
Her biri farklı noktalarda bulunan farklı görgü tanıklarının olması gibi. | Open Subtitles | انه بمثابة ان يكون لديك عدة شهود عيان و كل واحد لديه وجهة نظر |
Onu, Albright'ın ofisinden daha ıssız, şahit bulunmayacak bir yere götürüyorlardı. | Open Subtitles | وأخذوا دافني الى مكان مهجور الى مكان حيث لايوجد شهود عيان |
Birkaç görgü tanığı onu kalp masajı yaparken görmüş. | Open Subtitles | عدة شهود عيان رأوه يقوم بعملية انعاش القلب والرئتين لكيفين شيبرد |
görgü tanığı, kimlik teşhisine girmeye hazır. | Open Subtitles | لدينا اصطف شهود عيان يصل، وعلى استعداد للذهاب. |
Sadece rutin bir iş. Dün gece tren istasyonundaki bir olay için görgü tanığı arıyoruz. | Open Subtitles | ،إنه إجراء روتيني فقط نبحث عن شهود عيان على حادثة محطة القطار ليلة أمس |
Görgü tanıkları var silah sesinden sonra Jonathan'ın kamyonunu uzaklaşırken görmüşler. | Open Subtitles | لدينا شهود عيان رأوا شاحنة جونثان تغادر القصر بعد سماع صوت الرصاص |
Evin yakınına bile gitmediğini kanıtlayan Görgü tanıkları ve telefon kayıtları var. | Open Subtitles | لدينا سجلاتٌ هاتفيه و شهود عيان تثبت بأنه لم يكن متواجداً في المنزل |
Binanın içindeki ve dışındaki Görgü tanıkları, kendi deyimleriyle şok bir dalga tarafından yere serilmişlerdi. | Open Subtitles | شهود عيان داخل وخارج البناية سقطوا على الأرض من تأثير موجة إهتزازية |
Daha güvenilir Tanıklar mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | إسمعي، أتُريدين شهود عيان أكثر موثوقيّة؟ |
İki esir var. Tanıklar silah sesi duymuşlar. | Open Subtitles | اثنين من الرهائن شهود عيان سمعوا أصوات أعيرة نارية |
İddianame, Sac-o-Suds'a girdikten birkaç dakika sonra, üç Tanık tarafından bir silah sesinin duyulduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | وبعد دقائق من دخولهم ذلك المتجر سمع ثلاث شهود عيان صوت طلق ناري |
Aynı şeyi söyleyen 10 Tanık var. | Open Subtitles | أظنه لدينا عشرة شهود عيان جميعهم يغني نفس الأغنية |
Şu anda dehşet verici bir kazanın olduğu yerdeyim, görgü tanıklarının dedikleri gibi, korkunç bir olay zincirinin sonucunu görüyorsunuz. | Open Subtitles | ها أنا ذا في موقع لحادث شنيع هو نتيجة لما أسماه شهود عيان سلسلة الحوادث المروعة |
Önemli kayıtların yetersiz, olayı gören şahit yok, itiraf yok, sebep yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Görgü tanıklarına göre otoparktan Gregory' ye benzeyen biriyle ayrılmış. | Open Subtitles | شهود عيان رأوها تغادر مرأبا للسيارات مع رجل يشبه غريغوري |
10 görgü şahidi olacağına bir adli kanıt olsun daha iyi derdin. | Open Subtitles | أنت الذي تقول دائماً بأن الحصول على دليل واحد أفضل من عشرة شهود عيان |
Biliyorsunuz şahitler yoktu. | Open Subtitles | أنت تعلم أنهم لم يكونوا شهود عيان |
Vücudumuzdaki atomlar destansı bir yolculuğa başladı. Milyarlarca yıldan, yüzyıllara kadar farklı zaman dilimleriyle bizlere kadar. Evrenin şahitleri olan her birimize kadar ulaştı. | TED | بدأت ذراتنا في أجسادنا وفقًا لقصة ملحمية، ومع مرور الوقت امتدت من مليارات السنين إلى قرون أخرى، كل ذلك أدى إليكم، كلكم أجمعين، "شهود عيان الكون". |
Tanıkların ifadelerine göre, gizli bir güç onu oda da sağa sola fırlatmış. | Open Subtitles | وأفاد شهود عيان أنّ قوّة غير مرئيّة كانت تُقذف بها في أرجاء الغرفة. |