| Etik, Güç Düğümünü güvende tutması için Hedge'e verdiğinde inanılmaz bir şey oluyor. | TED | حين أعطت إيثيك العقدة إلى هيدج ليحفظه بشكل آمن، حدث شيءٌ لا يصدق. |
| Umuyorum ki bu videoyu izleme nedeniniz inanılmaz bir şey başarmış olmamdır. | Open Subtitles | هذهِ أمنيتي، إن كُنت تُشاهد هذا الفيديو شيءٌ لا يُصدق قد حدث |
| Hakkında nasıl... konuşacağımı bilmediğim bir şey. | Open Subtitles | شيءٌ لا أعرف حتى كيف يمكنني التحدث بشأنه. |
| Bilmiyorum, ama her neyse, inanılmaz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن أياً كان فهو فعلاً شيءٌ لا يُصدّق |
| Ama aynı zamanda evrenin uzak bir köşesinde inanılmaz bir şey başlıyordu.{ to occur}{retime this stuff} | Open Subtitles | .لكن في الوقت عينه، شيءٌ لا يصدق قد بدء يجري في زاويةٍ بعيدةٍ من الكون |
| Kayıtlarımı çaldı. Görmemizi istemediği bir şey var. | Open Subtitles | لقد سرق شريطي، ثمّة شيءٌ لا يودّنا أن نراه. |
| Bilmiyorum. Sadece beni aşık bir kız gibi göstermeyecek bir şey. | Open Subtitles | لا أعلم، شيءٌ لا يجعلني أبدو كفتاةٍ مجنونةٍ بالحُب. |
| Belki de yaptığın şey bana öğretebileceğin bir şey değildir. | Open Subtitles | أتعلم ماذا ، ربما ما تفعله أنت شيءٌ لا يُمكن تدريسه. |
| Bu aynı zamanda bir 6. sınıf öğrencisinin de yapamayacağı bir şey. | Open Subtitles | وهذا أيضًا شيءٌ لا يستطع شخصٌ بالصف السادسُ القيام به. |
| Tamam, biliyorum çok mutsuzsun ve şu an birçok şey oluyor ama hiçbiri halledemeyeceğimiz bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً,أعلم إنك منزعج وهناك الكثير من ,الأمور التي حدثت ولكن لا يوجد شيءٌ لا نستطيع حله |
| Galiba iç savaş günlerinden beri Demokrat Parti kurultayında yaşanmamış bir şey bu. | Open Subtitles | إنه شيءٌ لا أظن أنه حدث في في مؤتمر الحزب الديموقراطي ربما منذ تأسيسه |
| Onu kolaçan ediyorum. Onda hoşlanmadığım bir şey var. | Open Subtitles | لقد كنت أتفحصه هناك شيءٌ لا يعجبني به |
| bir şey oldu. Benim bile inanamadığım bir şey. | Open Subtitles | شيءٌ ما قد حدث, شيءٌ لا يمكنني تصديقه, |
| Yapamayacağım bir şey mi çıktı? | Open Subtitles | شيءٌ لا تستطيع القيام به لوحدك ؟ |
| Yiyemediğin herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | أنا طباخ ماهر أهنالكَ شيءٌ لا تأكلينه ؟ |
| Bak, insanların hiç bilmediği bir şey söyleyeyim. | Open Subtitles | حسنًا، إليك شيءٌ لا يعرفه الآخرون عنّي |
| Göremediğim bir şey yavaşça etrafında dolanıyor. | Open Subtitles | ثمّة شيءٌ لا أستطيع رؤيته يحوم حولك |
| Bu yaptığımız bir şey değil çünkü Velocity gibi dev bir şirketi alt etmek için ne zamanımız ne de yeterli çalışanımız var. | Open Subtitles | هو شيءٌ لا نقوم به لأننا لا نملك الوقت أو الموارد البشرية لنُواجه عملاقاً مثل "فيلوسيتي". |
| Her zaman göremeyeceğin bir şey bu. | Open Subtitles | هذا شيءٌ لا يراه المرء كلّ يومٍ! |
| Bu senin hiç bilmediğin bir şey. | Open Subtitles | و ذلكَ شيءٌ لا تعرفُهُ أنت |