Ancak bu kadar etkileyici bir burun yapısı, burnun topladığı yığınlarca bilgiyi işlemeye yarayan bir şeyler olmadan işe yaramazdı. | TED | ولكن كل مافي بنية الأنف الرائعة هو ليس بالفائدة الكبيرة بدون شيءٍ ما لمعالجة المعلومات التي تصل من فتحات الأنف |
Beni diğer şeyler gibi hissettirdi, mümkün olay şeyler gibi.. | Open Subtitles | لقد جعلني هذا أشعر بكل شيء ، كل شيءٍ ممكن. |
Benim için bu daha büyük bir şeyin habercisidir: Bu da DNA teknolojisin artık herkes tarafından ulaşılabilir olduğudur. | TED | حسناً بالنسبة إلي، ذلك يؤشر إلى شيءٍ أضخم: بأن تقنية الحمض النووي أخيراً وصلت إلى أيدي كل شخص منكم. |
Eğer bunlar bir şeye bağlıysa, bir kamyona bile, onunla evleneceğim. | Open Subtitles | إن كانتا موصولتان بأيّ شيءٍ حتّى لو كان شاحنةً، فسأتزوّج بها |
Tanrı denizcileri görünce zevke gelir... çünkü biz gördüğümüz her şeyi öldürürüz! | Open Subtitles | إن الله يبارك قوات سلاح البحرية لأننا نقتل كل شيءٍ نراه أمامنا |
Hayır. Blöf yapıyor. Ailesi onun için her şeyden daha değerlidir. | Open Subtitles | كلّا، إنّه يهزي فحسب، عائلته تهمّه عن أيّ شيءٍ في الوجودِ. |
Bazen kalbimiz kırıldığında aptalca şeyler yaparız tıpkı Alec'in onun eşyalarını yakması gibi. | Open Subtitles | ببعض الأحيان نفتعل أشياءً حمقاء عندما يصيبنا الجرح، مثل حرق شيءٍ لإبعاد الألم. |
Büyüyen ailelerini beslemek için bu devasa tundrada yakın zamanda bir şeyler bulmalılar. | Open Subtitles | عليهم العثور على شيءٍ بأقرب وقتٍ داخل هذه البرية الشاسعة لإطعام عائلتهم المتنامية |
Tanrının unuttuğu topraklarda bir gün belki bir şeyler yetiştirebilirsin diye mi? | Open Subtitles | عولاً على أنّكَ يوماً ما قد تنجح بزراعة شيءٍ بهذا المكان الموحش؟ |
Diğerleri tamamladılar bile, ve bende her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | الاَخرون جميعهم انتهوا بالفعل وأردت أن أتأكد أن كل شيءٍ على ما يرام |
Size söylediği her şeyin, verdiği her emrin yaşlı, hasta ve ölmek üzere olan birinin kuruntuları olmadığını nereden bileceksiniz. | Open Subtitles | ،أيّ شيءٍ يخبرك به أيّ أمرٍ يصدره لك كيف عساك أن تعرف أنّها ليست مجرّد أوهام عجوز مريض مجنون يحتضر؟ |
Oraya git ve her şeyin doğru bağlandığından emin ol. | Open Subtitles | و هذه انزل و تحقّق أنّ كلّ شيءٍ مثبّتٌ بإحكام |
Evet, seni memnun edecek bir şeye odaklanmalısın. Hiçbir şey yapmadan duramazsın. | Open Subtitles | صحيح , يجب أن تركز على شيءٍ ما لا تبقى بدون عمل |
Biraz şeye ihtiyacım var... farklı yeni birşeyler şey gibi... | Open Subtitles | حسناً، أنا لا أعرف. أحتاج إلى شيءٍ مُختلف. شيء جديد. |
Ama bazen düşünüyorum da nasıl birkaç kişi gerçekten her şeye karar veriyor. | Open Subtitles | لكنأحياناُ.. أحياناًأفكركيف.. عدد قليل من الناس على هذه الأرض يققرون كل شيءٍ حقاً. |
Büyükbabalarıyla yaşıyorlar, bana nefret hakkında bildiğim her şeyi öğreten adamla. | Open Subtitles | يعيشان مع جدهما. الرجل الذي علمني كل شيءٍ أعرفه عن الكراهية. |
Senin için önemli bir şeyden kurtulmak istemem sorun olur mu? | Open Subtitles | لو حاولتُ التخلص من شيءٍ جليّ أنّ له معنى عميق لكِ؟ |
Biliyorum hayatım. Şu anda söyleyeceklerim sana hiç birşey ifade etmeyecek. | Open Subtitles | أعلمُ يا عزيزتي، بأنَّ كلماتي لا تعني أيَّ شيءٍ لكِ الآن. |
Kaybettiğim diğer şeyleri de dikkate alınca bunu da kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | ونظراً لأنّي خسرتُ كلّ شيءٍ آخر، لا يُمكنني تحمّل خسارة ذلك أيضاً. |
Alisilmadik bir sey olursa önce bana gel, tamam mi? | Open Subtitles | تعال لرؤيتي أولاً لو وجدت أيّ شيءٍ غير عادي، اتّفقنا؟ |
Senin hayatın boyunca uğraştığın bir şeyle ilgili hata yaptığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّه إرتكب خطأ في الحيلولة بينك وبين شيءٍ كنت تعمل عليه طوال حياتك |
Bir şey söylemek istemiştim ama maalesef ki ağzımdan böyle çıktı. | Open Subtitles | لا, أحتجت لقول شيءٍ, و لسوء الحظ ذلك ما تجمع معاً. |
Bu meslekte sorunu olmayan bir iş insanı olmanın iyi tarafı, insanların sizi görmek istemesi. | TED | وأفضل شيءٍ باعتبارك رجل أعمال موفق في أداء هذا العمل أن الناس يريدون يتحققون منك. |
Senin her şeyini seviyorum hapşırdığında yüzünde yaptığın korkunç şekli bile. | Open Subtitles | أحبّ كلّ شيءٍ فيكِ، حتّى الوجه المخيف الذي يظهر عندما تعطسين. |
Adamı makasla altı defa bıçakladı, yani bir şeylere kızmış olmalı. | Open Subtitles | لقد طعن الرجل ستّ مرّات بمقصٍّ، كان غاضباً حول شيءٍ ما. |
Başlama vuruşundan önce bir diyeceğin var mı, Yüzbaşı Darling? | Open Subtitles | هل تود قول أي شيءٍ قبل ان نبدأ, يانقيب دارلينغ؟ |