Büyük Carl'ın otomobil dükkanını almışsın. Her şey aynı kalmış. | Open Subtitles | سمعت انك جلبت واجهة جديدة للمحل وتركت كل شيء كما هو |
Tad alma duyularım 7-Eleven'dan yediğim suşiden sonra intihar etmiş olmalı. Demek istediğim, hiçbir şey aynı değil. Neden bunun eğlenceli olduğunu düşünüyordum? | Open Subtitles | بعدما أكلت أوّل سوشي من سفِن إلفِن، أعني، لا يوجد شيء كما هو، لمَ أعتقدتُ انّ الامر مرحًا؟ |
Dostum bütün yaz buralarda değildim şimdi geri geldim ama her şey aynı. | Open Subtitles | ياصاحلقدكنت غائباطيلة الصيف... و الآن عدت وكل شيء كما كان تماما |
Elbisemin haline bak! Hiçbir şeyi doğru yapamaz mısın? | Open Subtitles | أنظر إلى فستاني ألا يمكنك فعل شيء كما يجب؟ |
Askıya alınmadan önce örnek gösterilecek bir performansın olduğunu biliyorum. Her şeyi doğru yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ أداءك كان مثاليا قبل أن يتمّ تهميشك أعلم أنك كنت تقوم بكل شيء كما يجب |
Onca zaman sonra eve geldiğinde her şeyin aynı olmasını istedim. | Open Subtitles | وددت أن تجدي كلّ شيء كما كان تمامًا حين تعودين للبيت أخيرًا. |
Her şeyin aynı olduğuna inanamıyorum Tammy. | Open Subtitles | -شيء لا يصدق يا رجل كل شيء كما كان لم يتغير شيء |
O günden beri, hiçbir şey aynı değildi. | Open Subtitles | لم يعد شيء كما كان منذ ذلك اليوم |
Her şey aynı, sadece Rus valimiz kaçtığı için sokaklar daha karışık. | Open Subtitles | كل شيء كما هو ، ما عدا... الفوضي في الشوارع لان الحاكم الروسي قد هربوا |
Her şey aynı. | Open Subtitles | كُلّ شيء كما هو. |
Tek bir şartla: Her şey aynı kalacak. | Open Subtitles | بشرط أن يبقى كلّ شيء كما هو. |
Hiçbir şey aynı olmayacak. | Open Subtitles | لن يبقى أي شيء كما كان |
her şey aynı. | Open Subtitles | كل شيء كما كان |
Hiçbir şey aynı kalmıyor. | Open Subtitles | لا شيء كما هو |
Boru hattı dışında her şeyi doğru yapmşlar. | Open Subtitles | جلبوا كلّ شيء كما يلزم ما عدا الأنبوب |
Sen her şeyi doğru yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيء كما يجب. |
An için her şeyin aynı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | للحظة كنت أريد كل شيء كما هو. |