İlki ve en belirgin olanı şuydu: evet, gerçekten de sıvının içindeki bir şey bakteriyi öldürüyor. | TED | أولًا، الاستنتاج الواضح: نعم، هناك شيء ما كان يقتل البكتيريا، وقد كان موجودًا في هذا السائل. |
Yine de cüretinin arkasında ruhunu kemirip duran bir şey vardı. | Open Subtitles | رغم ذلك، وراء شجاعتها، شيء ما كان يأكل في روحها |
Kitabımızda yıllardır yazan bir şey. | Open Subtitles | شيء ما كان في كتاب لعبنا إستعملناه لسنوات. |
Evimdeki o kadını gördüm. Yanlış olan bir şeyler var. | Open Subtitles | لقد رأيت هذه المرأة في بيتي شيء ما كان خاطئ جدا |
Belki de o gemide nakledilen bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن ، أعتقد أن رُبما هُناك شيء ما كان يتم نقله على متن تلك السفينة |
Yangın başladığında boynunda bir şey varmış. | Open Subtitles | شيء ما كان حول رقبتها عندما وصلت النار إليها |
Bir kütle gibi, gölgelerden oluşan bir figür gibi bir şey yatağımın ayak kısmındaydı. | Open Subtitles | أظن أنك تدعوه على ما أظن مثل كتلة أو ظل شيء ما كان تحت سريري |
bir şey olduğunu anlamıştı, ama kiminle olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | عرفت بأنّ شيء ما كان يجري هي فقط لم تعرف مع من |
Bunları görünce mi ahırda çok önemli bir şey olduğuna inandın? | Open Subtitles | يبدو بأنّك مقتنع بشدة بأن هناك شيء ما كان بالحظيرة |
Demek istediğim, Tanrı korusun biz dışarı çıksaydık ve ben hiç olmayacak bir şey söyleseydim, ...sen benim için çok utanırdın, ve konuşacak bir şey bulamazdık. | Open Subtitles | أعني, لا سمح الله خرجنا وأنا قلت شيء ما كان أعرجاً حقاً وشعرتِ بالإحراج بسببي وليس لدينا أي شيء نتكلم عنه |
Aslında yanlışlıkla çok zekice bir şey söyledin. | Open Subtitles | في الواقع تعثرك في نطق شيء ما كان ذكيا تلك اللحظة |
Ahırlarda atları parçalara ayıran bir şey vardı. | Open Subtitles | ...شيء ما كان يحدث في الاسطبل يُمزّق خيولنا إلى أشلاء |
Macy bulduğu bir şey yüzünden öldürüldü. | Open Subtitles | لقد قتل ميسي بسبب شيء ما كان قد وجده |
Söyleyeceği bir şey için öldürülmüş. | Open Subtitles | لقد قُتِل بسبب شيء ما كان على وشك قوله. |
Haftalar önce yapmam gereken bir şey. | Open Subtitles | شيء ما كان يجب فعله منذ أسابيع مضت |
Orada bir şey vardı yayılan karanlığın içinde gizlenen. | Open Subtitles | شيء ما كان هناك. قابع في الظلام الممتد. |
Ama bir şeyler oluyordu açıklayamadığım bir şeyler. | Open Subtitles | لكن شيء ما كان يحدث ولا يمكنني تفسيره |
Kötü bir şeyler olacaktı. | Open Subtitles | شيء ما كان سيحدث |
Başından beri aklımı kurcalayan bir şeyler var. | Open Subtitles | شيء ما كان يزعجني منذ البداية |
İş yerinde bir şeyler oldu. | Open Subtitles | شيء ما كان يجري في العمل |
bir şeyler yolunda değildi. | Open Subtitles | شيء ما كان صحيح . |