Ve yaşamın, evrenin ve her şeyin nihai sorusunun yanıtı, kesinlikle 42'dir. | TED | والإجابة على السؤال المطلق حول الحياة والكون وكل شيء هو بالتأكيد 42. |
Önce, yaşanacak en kötü şeyin onların kaybolmuş olmaları Sanıyordum. | Open Subtitles | في البداية, ظننت أن أسوأ شيء هو ان يكونا مفقودين |
Önemli olan şey, asla kendi arzularınızdan vazgeçmemeniz. | Open Subtitles | أهم شيء هو ألا تفقدا التركيز على أنفسكما |
Önemli olan şey, bundan sonra otlakçılık yapmayı bırakabiliriz. Biraz haysiyetli yaşamaya başlarız. | Open Subtitles | أهم شيء هو أن نتوقف عن العيش هكذا ونحصل على بعض الإحترام |
Bence her şey bir remiks ve yaratıcılığı ortaya çıkarmanın daha iyi bir yolu. | TED | أعتقد أن كل شيء هو ريميكس، وأعتقد أن هذا طريقة أفضل لإنتاج الإبداع. |
Acıyı hissetmiyordum, ...ve daha da önemlisi her hedef için mutlaka kusursuz bir silahın olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمونى الا اشعر بالالم و اهم شيء هو اختيار السلاح المناسب للمهمه |
Her şeyin bir remix olduğü fikri, siz remixi yapan kişi haline gelene kadar sağduyu gibi duyulabilir. | TED | الآن، قد تبدو الفكرة القائلة بأن كل شيء هو ريمكس تفكيرا سليما حتى تكون أنت من يتم إنتاج ريمكس له. |
Yarı insan, yarı hayvan bir şeyin üzerine atladığını söyledi. | Open Subtitles | التحقيقات تقول أن هوجم من قبل شيء هو مزيج من نصف إنسان ونصف حيوان |
Her şeyin iyi gittiği bir gecede bulunduğunuz yeri küçültürsünüz. | Open Subtitles | في ليلة جيدة، وعندما يكون كل شيء هو الحق، هذا ينكمش المكان حيث أنت. |
Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي |
- En kötüsü de yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmaması. | Open Subtitles | وأسوء شيء هو أن ليس بوسعنا فعل شيء تجاهه |
Asıl önemli olan şey, avukatın gelene dek bir şey söylememen. | Open Subtitles | أهم شيء هو ألا تقول شيئًا حتى يأتي محاميك |
Bir şey daha, bugünkü dersle ilgili olarak önemli olan şey... | Open Subtitles | عليكم تذكر أن درس تدريب اليوم هو أن أهم شيء هو... |
Öncelikli ve en önemli olan şey dünyaya karşı duruşumuz. | Open Subtitles | في المقام الأول وقبل كلّ شيء هو الوجه الذي نظهره للعالم |
Bir şey daha, bugünkü dersle ilgili olarak önemli olan şey... | Open Subtitles | عليكم تذكر أن درس تدريب اليوم هو أن أهم شيء هو... |
Herkesin de, her şeyde bir güzellik bulduğunu düşünmüyorum, ancak her şeyde bi güzellik bulmama sebep olan şey bugün mükemmel olduğunu düşünmeme ve harika hissetmeme rağmen gençken kusurlu olarak görüldüğüm şeydir. | TED | لا أظن أن الجميع يعتقدون أن الجمال موجود في كل شيء لكن السبب الذي يجعلني أشعر أن الجمال موجود في كل شيء هو لأنه عندما كنت صغيرة كان يتم مضايقتي بسبب شيء أجده الآن رائعاً |
Kadınlar için en önemli şey, bir erkek bulmaktır. | Open Subtitles | انّه بالنسبة للنساء أهم شيء هو أن يجدن زوجاً |
Uzun zamandır birlikte çalışmıyoruz ama bilmelisin ki her şey bir testtir Michael. | Open Subtitles | ربما أننا لم نعمل سوياً لوقت طويل ولكن عليك أن تعلم بحلول الآن أن كل شيء هو اختبار مايكل |
Bu "en mükemmel bir şey bir şekilde kusurludur" denilen fikir. | Open Subtitles | إن فكرة كل شيء هو كامل تبدو ناقصة |
Acıyı hissetmiyordum, ...ve daha da önemlisi her hedef için mutlaka kusursuz bir silahın olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | علمونى الا اشعر بالالم و اهم شيء هو اختيار السلاح المناسب للمهمه |