Arvin, babalık nüansını anlamıyor olabilirim ama emin olduğum bir şey var. | Open Subtitles | آرفين، الفرق الدقيق من إبوة قد يتملّص ني، لكن هناك شيء واحد أنا متأكّد. |
Emin olduğum bir şey varsa o da kafamın artık iyi olmadığı. | Open Subtitles | شيء واحد أنا أعرف على وجه اليقين، أنا لم يعد عالية. |
Emin olduğum bir şey varsa o da Savannah ile harika ebeveynler olacağınız. | Open Subtitles | هناك شيء واحد أنا متأكد منه, |
Hapisten yeni çıktım ve şu anda ilgilendiğim bir tek şey var. | Open Subtitles | فقط خرجت من الملهى الحقير وهناك شيء واحد أنا مهتمّ بة الآن |
Ölürsem üzüleceğim tek şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد أنا متأكد اندم عليه |
Senin hakkında bildiğim tek şey var, Sandy Cohen: | Open Subtitles | شيء واحد أنا أعرف عنك ، ساندي كوهين : |
Sende kıskandığım tek şey var, o da hayatının basitliği. | Open Subtitles | شيء واحد أنا أحسد عنك هو، حياتك بسيطة. |
Ama, emin olduğum bir tek şey var. | Open Subtitles | لكن هناك شيء واحد أنا متأكّد. |
Bir yalancıdan başka nefret ettiğim tek şey var. | Open Subtitles | (سام) هناك شيء واحد أنا أكره أسوأ من كاذب. |