Hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmadım. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | إنني لم أفعل شيئاً سوى تصعيب حياتكِ مالذي يجعلكِ متأكدة من هذا؟ |
Tanıştığınız andan itibaren sana yalan söylemekten başka bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لم يفعل شيئاً سوى الكذب عليك منذ اللحظة التي التقيتَ به |
Beekman'ın hapları işe yaramaz. Mide ağrısından başka bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | حبوب بيكمان هراء، لن تفعل شيئاً سوى إحداثِ تقلصاتٍ في المعدة |
Hayatımın geri kalanını seninle geçirmekten başka hiçbir şey istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد شيئاً سوى أن أقضى بقية حياتي معكِ |
O da işe yaramayan soy zincirini kırma dışında bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | ، انه لا يعرف شيئاً سوى أن تنقية الدم لن تفلح |
Fakat,çok acı çekmesi dışında, hiçbir şey öğrenemedik. | Open Subtitles | و لكنا لم نعرف شيئاً سوى أنه يتعذب بشكل رهيب |
Çay salonundayken, konuşmaktan başka bir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | أما في صالون الشاي , فلن يكون بوسعنا أن نفعل شيئاً سوى أن نتحدث |
Onlar için sağda solda konuşacakları yeni dedikodudan başka bir şey değil. | Open Subtitles | لكن لن يمثل لهم الأمر شيئاً سوى موضوع للثرثرة للمزيد من السب و السخرية |
Sizin için korkuyorum, çünkü bu acıdan başka bir şey getirmeyecek. | Open Subtitles | يخيفني عليكما لأني أعرف أن ذلك لن يجلب لكما شيئاً سوى الألم |
Bu çocuk beladan başka bir şey değil. | Open Subtitles | هذا الشاب لم يجلب شيئاً سوى التسبب بالمتاعب. |
Sonra alışveriş ve sörf yapmaktan başka bir şey yok. | Open Subtitles | وبعد ذلك لا نفعل شيئاً سوى التسوق وركوب الأمواج |
Hani tüm hayatı boyunca kötülükten başka bir şey yapamayıp bide benim hayatım niye böyle berbat diyen adamları bilir misiniz? | Open Subtitles | تعرفون ذلك النوع من الاشخاص الذي لايفعل شيئاً سوى الاشياء السيئة ثم يتسائل لماذا تبدو حياته مريعة؟ |
Masum insanları taciz etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz. | Open Subtitles | انت لا تفعل شيئاً سوى مضايقة الناس الابرياء |
Burası hep güneşli ve kurak. İnekler yabani ottan başka bir şey yemiyor. | Open Subtitles | هنا دائماً الجو مشمس وجاف البقر لا يأكل شيئاً سوى العشب الضار |
O geceyi hayatımdan silip atmak için çabalamaktan başka bir şey yapmadım Combo. | Open Subtitles | لم افعل شيئاً سوى محاولة نسيان هذه اللية , كومبو |
İnsan, haftalarca ufuk çizgisinden başka bir şey görmez, mükemmel ve bomboştur. | Open Subtitles | لأسابيع ، لا تري شيئاً سوى الأفق كامل وفارغ |
Üstünde işaret fişeği dışında başka bir şey var mıydı? | Open Subtitles | أكان معها شيئاً سوى مسدس الإشارات النارية؟ |
Silah denetçilerinin varlığı geçici bir zorluktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | حضور مفتشي الأسلحة لا يعد شيئاً سوى إزعاج مؤقت |
Hayır. Bu çocuklarla ilgilenmek bana beladan başka hiçbir şey getirmez. | Open Subtitles | لا تتعب نفسك ، البحث عن هؤلاء الفتية لم يعطني شيئاً سوى المتاعب |
Kaybının üstesinden gelmek için, ona yardım etmeye çalışmaktan başka hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً سوى مساعدتها في تجاوز ما خسرته |
Öyle ama onlar şu ana dek köstebek olmadıklarını söylemek dışında bir şey yapmadılar. | Open Subtitles | أليس هناك مبنى في لانغلي مختص بهذا؟ نعم، لكنهم لم يفعلوا شيئاً سوى الإصرار على أنهم لم يسربوا أي معلومة. |
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
Rogue Nehri'nin kıyısındaki o unutulmuş çiftlikten ve... çocuk yapmaktan başka şey bilmeyen bahtsız babamdan kurtulacaktım. | Open Subtitles | ابتعد عن تلك المزرعة غير المربحة عند نهر روج ابتعد عن ذلك المسن الذي لم يرب أبداً شيئاً سوى الأطفال و سوء الحظ |