Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi | Open Subtitles | حسننا هذا الشخص هو أنا في كل مرة عندما يحدث لي شيئ جيد يكون دائما هناك شيئ سيء في الجوار بإنتظاري |
Herkesin birbirini tanımaya başladığını görmek iyi bir şey. | Open Subtitles | إنه شيئ جيد أن أري الجميع يتعرف علي بعضه |
Birisinin başı dertte olduğunda "Her şey iyiye gider" sözü rafa kalkar. | Open Subtitles | "كل شيئ جيد" يلقى بها من النافذة عندما يكون شخص تعرفه في مشكلة |
Sadece oyunun iyi birşey olduğu kabuledilebilir bir durum. | TED | إنه فقط من المسموح به أن اللعب شيئ جيد. |
Hayır, hayır. Bu tamamen aynı, her zaman her şeyin iyiye gittiğini biliyorsun. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، إنه الشيئ نفسه تماماً ، أتعلمين معرفة ذلك هي شيئ جيد طوال الوقت |
- Her şey yolunda gitti mi? - Evet, her şey yolunda. | Open Subtitles | هل كل شيئ بخير نعم ,كل شيئ جيد |
Şu an idam cezalarındaki azalış ve ömür boyu hapislerdeki artışın iyi mi kötü mü olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. | TED | قد يكون في معتقدك ان النقصان في عدد المحكوم عليهم بالاعدام والزيادة في عدد المحكوم عليهم بالسجن المؤبد قد يكون شيئ جيد او سيئ |
Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
Bunun iyi bir şey olacağını biliyorsun çünkü bunu basit ritimlerle söylüyorum. | Open Subtitles | اتدرين سيكون كل شيئ جيد لانني قلت ذلك انها ازياء |
Bu iyi bir şey ama hala histeri için elektroşok tedavisi uyguluyoruz. | Open Subtitles | هذا شيئ جيد وإلا لكنا جميعاً نتعرض للعلاج بالصعق بسبب الهلوسة |
Tabi ben hayatımı televizyondan kazandığım için, bana göre o iyi bir şey. | TED | اليوم .. أنا أكسب قوت يومي من التلفاز فبالنسبة لي ، هذا شيئ جيد . |
Bu elbiseyle başıma hiç iyi bir şey gelmedi. | Open Subtitles | لا يحدث لي أي شيئ جيد عندما أرتديه |
Bunu giydiğimde iyi bir şey yaşamam. | Open Subtitles | لا يحدث لي أي شيئ جيد عندما أرتديه |
Birisinin başı dertte olduğunda "Her şey iyiye gider" sözü rafa kalkar. | Open Subtitles | "كل شيئ جيد" يلقى بها من النافذة عندما يكون شخص تعرفه في مشكلة |
- Evet, "Her şey iyiye gider" | Open Subtitles | -صحيح ، كل شيئ جيد |
- Evet, "Her şey iyiye gider" | Open Subtitles | -صحيح ، كل شيئ جيد |
Şimdi teksin,iyi birşey bu. Şimdi benim gibisin,adamım. | Open Subtitles | أنت الآن أعزب وهذا شيئ جيد أنت الآن مثلي يا رجل |
Belki bu iyi birşey olabilir. Çünkü Osama'yı bulacağım, | Open Subtitles | لكن ربما شيئ جيد لانني سوف اذهب للبحث عن اسامة |
Bunun iyi birşey olduğunu düşünüyordum. Seçenekler arasındaysa, öyle. | Open Subtitles | أعتقدت أن هذا شيئ جيد أنه كذلك، لو كان هناك أختيار |
Hayır, hayır. Bu tamamen aynı, her zaman her şeyin iyiye gittiğini biliyorsun. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، إنه الشيئ نفسه تماماً ، أتعلمين معرفة ذلك هي شيئ جيد طوال الوقت |
Eee, her şey yolunda mı? | Open Subtitles | حسنا ، كل شيئ جيد ؟ |
- Her şey yolunda. | Open Subtitles | (لدينا عيون على السيدة (جبريل حاليا كل شيئ جيد. |
Bunlar iyi mi kötü mü bir yana - bunu nasıl başardık? | TED | كيف حققنا ذلك -- سواء إعتقدتم أن ذلك شيئ جيد أم لا -- |
Bazen etrafındaki her şey dağılıyor ve senin onları bir arada tutman gerekiyor, bir "şey" iyidir. | Open Subtitles | عندما كل شيئ حولك يتفكك وأنت تحتاج للبقاء متماسك,شيئ جيد |