ويكيبيديا

    "صافح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sık
        
    • sıktı
        
    • el sıkıştı
        
    • el sıkış
        
    • beşlik
        
    • sıkışalım
        
    Adamın elini sık, yoksa pazar ayininde adını söylerim. - Elini sık. Open Subtitles صافح الرجل وألا سأذكر اسمك في قداس الأحد
    Kalemi buraya koy. Burada elimi sık. Open Subtitles ضع القلم هنا صافح يديّ هنا
    Dekins bir saniyeliğine kör oldu sonra güldü ve Andy'nin elini sıktı. Open Subtitles أغمض ديكنز عينيه لوهلة ثم ضحك و صافح أندى
    Bu sürede, 3 kere elimi sıktı. TED وأثناء حديثي معه ، صافح يدي ثلاث مرات .
    Kızılderililer, şerefsizlerle el sıkıştı, ve bak başlarına neler geldi ? Open Subtitles صافح الهنود الحجاج وشاهد من تم النصب عليه
    Kızılderililer, şerefsizlerle el sıkıştı, ve bak başlarına neler geldi? Open Subtitles صافح الهنود الحجاج وشاهد من تم النصب عليه
    Şehir meclisi üyesi Bay D'Arcy Bourke ile el sıkış. Open Subtitles صافح السيد دارسى بورك عضو مجلس المدينة
    "Kızların kanunları" konusunda uzmanım, ama konu "erkeklerin kanunları" olunca, "çak bir beşlik" demekten daha öteye geçtiklerini sanmıyorum. Open Subtitles أنا ضليعة في قانون الفتيات، لكن أعتقد أن قانون الرجال لا يتمثل سوى في صافح عالياً عادة
    El sıkışalım, ortak! Open Subtitles صافح على هذا
    Ona hayran olduğunu söyle ve elini sık. Open Subtitles أخبره أنك معحب و صافح يده
    - Elimi sık. - Elimi sık. Tamam. Open Subtitles .صافح يدي اللعينه - .صافح يدي , حسنا -
    Çok iyi. Hadi, elimi sık. Pekala, git bakalım. Open Subtitles صافح يدي, حسناً
    Elimi sık, Geoffrey Charles. Genç beyefendiler öyle yapar. Open Subtitles صافح يدي يا (جيفري تشارلز)، هذا مايفعله السادة اليافعون.
    Bana doğru geliyordu, elimi sıktı ve dedi ki... Open Subtitles وأتى مباشرة إلي صافح يدي، وقال
    Elimi sıktı, bana gülümsedi ve Open Subtitles صافح يدي، ابتسم وقال:
    Çünkü üç yıl önce Vincent Chase bu ofiste oturup elimi sıktı ve benim ajansı olduğumu söyledi. Open Subtitles لأن منذ نحو 3 سنوات، (فينسنت تشايس) جلس في هذا المكتب، صافح يدي وقال لي أنني وكيل أعماله، أذلك مزيّف؟
    Kresteva'nın da elini sıktı. Open Subtitles لقد صافح كريستيفا أيضًا
    Plastik eldivenler olmadığı halde benimle el sıkıştı. Başka biri gibiydi. Open Subtitles حتى أنّه صافح يدي من دون وضع قفازات مطاطيّة
    İyi gitti. Jamal el sıkıştı, birkaç çocuk öptü işte. Open Subtitles جيد, صافح (جمال) بعض الأيادي,
    Onunla el sıkış ve gör Open Subtitles صافح يدها, سترىء.
    Pederimle el sıkış, Baba! Open Subtitles صافح أبي
    Pekâlâ. Eğer biliyorsan çak bir beşlik. Open Subtitles حسناً, لو كنت تعرف صافح يدي
    Haydi, el sıkışalım. Open Subtitles هيا، صافح يدي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد