ويكيبيديا

    "صالحه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • iyi bir
        
    • iyiliği
        
    • lehine
        
    Ve kimin iyi bir karısı varsa cenneti şapkasında taşır. Open Subtitles و أن من لديه زوجة صالحه فهو يملك الجنه بقبعته
    Tatlım, ben bunu kastetmemiştim. İyi bir anne olmaya çalışıyordum. Open Subtitles عزيزتي لم أعني ذلك كنت أحاول أن أكون أماً صالحه
    İyi bir anne olmak Abdul'u onun ihtiyaçlarını senden daha iyi şekilde karşılayacak birilerine vermek olabilir. Open Subtitles كونك تريدين أن تكوني أماً صالحه لرما يحتم عليك ترك تربية عبدول لأي أحد أفضل منك ويمكنه تلبية احتياجاته
    Biliyorum. Fakat o çabalayan bir mezun öğrenci ve sen kendi iyiliği için .onun sorumluluklarını uzak tutacaksın. Open Subtitles لكنه تلميذ تخرج مكافح وسوف تقلّلين من مسؤولياته من أجل صالحه
    Hep düşünüverdim ki babana bağırsam dahi bu onun iyiliği içindi. Open Subtitles انا فقط كنت اظن دائما حتى لو انني صرخت على والدك كان ذلك من اجل صالحه
    Ama çamur lehine olduğu halde bekliyor. Open Subtitles لكنه يبقى فى مكانه والارض الموحلة فى صالحه
    İyi bir anne olmak Abdul'u onun ihtiyaçlarını senden daha iyi şekilde karşılayacak birilerine vermek olabilir. Open Subtitles كونك تريدين أن تكوني أماً صالحه لرما يحتم عليك ترك تربية عبدول لأي أحد أفضل منك ويمكنه تلبية احتياجاته
    İyi bir vatandaş olmak, Tanrı'nın yolları, tamam mı? Open Subtitles صالحه مواطنه اكون وان ؟ حسنا , الرب طريق واتتبع
    Bakın kocanızın iyi bir adam olması sizin iyi bir kadın olmanız anlamına gelmez. Open Subtitles لقد وجدت انها ملهمه جدا , طيب؟ انظري, لمجرد ان زوجك رجل صالح ذلك لا يعني انك امراءة صالحه
    Şey, şöyle ki, senin bölgende çalışmaya başladığımda, seni cadde kameralarından bir kaç kez gördüm ve bana eski iyi bir arkadaşımı hatırlattın. Open Subtitles حسنٌ، حينما بدأت أعمل في قسمك و رأيتك بضع مراتٍ على كاميرا الشارع . لقد ذكرتني بصديقة صالحه
    Danışmanlar, arkadaşları hepsi Hannah'ın iyi bir kız olduğunu, sorunsuz, akıllı, yüksek notlu ve sevgilisiz olduğunu söylüyor. Open Subtitles المستشارين والأصدقاء يقولون أن هانا فناةٌ صالحه لامشاكل، ذكية، معدلاتٌ عالية، دون مواعدات
    Benim iyi bir ebeveyn olduğumu ve kürtajından haberim olduğunu söylemeni istiyorum. Open Subtitles أريدُكَ بأنّ تقول بأنّني والدة صالحه و أعلم بشأنّ إجهاضُكَ
    çok iyi bir kadındı biliyorum, dindar bir kadındı. Open Subtitles أعلم أنها كانت إمرأه صالحه إمرأه مسيحيه
    Kendi iyiliği için hakkını sana vermesinde ısrar ediyorsun. Open Subtitles بل ستلحين أنه من أجل صالحه عليه أن يقدم حقوقه إليك
    Çavuş Pierce'in başı belâda değil ama onun iyiliği için onu bulmamız gerek. Open Subtitles إن الرقيب (بيريس) ليس في مأزق لكننا نريد أن نجده من أجل صالحه
    Kendi iyiliği için IRS'i çağırdık. Open Subtitles جلبنا رجال دائرة الإيرادات الداخلية ولأجل صالحه...
    Kendi iyiliği için fazla cesurdu. Open Subtitles وكانت أيضا لعنة الشجاعة لها صالحه.
    IRS'i devreye sokup kendi iyiliği için onu planımıza uymaya zorladık. Open Subtitles جلبنا رجال دائرة الإيرادات الداخلية ولأجل صالحه... كان علينا التصرّف رغماً عن إرادته.
    Ve zorlu davalar söz konusu olduğunda, ilk itiraz eden taraf olmanın lehine olduğunu bilirdi. Open Subtitles و عندما يأتي إلى أكثر القضايا تعقيداً هو يعرف أنه سيكون في صالحه ليقوم برفضها في البدء
    Yükseklik, nem oranı, sıcaklık, hepsi onun lehine. Open Subtitles الارتفاع و الرطوبه و درجه الحراره في صالحه الان
    Tüm tanıklar ve ipucları onların lehine. Open Subtitles كل القرائن والشهود يبدو أن يكون في صالحه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد